25 Ağustos 2007 Cumartesi

Aşık Pervani - Yerim Var (Düştü Aşkın Nikabına)

Düştü aşkın nikabına ağlarım
Erenlerin durağında yerim var
Hakikat babına gönlümü verdim
Erenlerin yatağında yerim var

Dervişanlar kulak verir gazele
Yazıldı tarihim ezel ezele
Müştak oldum bin bir adlı güzele
O cananın kucağında yerim var

Zikrullah muradım örtündüm tacı
Cenab-ı bariden iste ilacı
Bana beyan etti ol yedi burcu
Yedi burcun budağında yerim var

Ah edüben düştüm ah u zarına
Okudum mürşitten daldım derine
Ağalar yanmışım firkat narına
Pervaneyim ocağında yerim var

Ağlarım giderim has mekan için
Yüz dört kitap beyan olur can için
Feda kıldım canı bir canan için
Başında hem ayağında yerim var

Pervani dünyada bulmadı lezzet
Cenab-ı mevladan geldi hidayet
Nebiler rehberi ulu Muhammet
Muhammet'in sancağında yerim var

Aşık Pervani - Savuştun (Yalan Çıktın)

Yalan çıktın bulunmadın sözünde
Sormadın hatırım çıktın savuştun
Arzumanım kaldı ela gözünde
Serimi sevdaya saldın savuştun

Su gibi nazile akmadın gittin
Gün gibi karşıma çıkmadın gittin
Bir kere yüzüme bakmadın gittin
Beni ataşına yaktın savuştun

Kul Pervane'm der yolun gözettim
Geldiğin yollara güller bezettim
Öz yarimdir deyi elim uzattım
Hemen hatırımı yıktın savuştun

Aşık Pervani - Ne Minnet (Erişti Gönlüme)

Erişti gönlüme baharın yeli
Mart ayından gelen yaza ne minnet
Harf içinden fehm ederiz kelamı
Ağızdan söylenen söze ne minnet

Aşk bahrine gark eyledim cismimi
Akıbet divana koydum ismimi
Derun u kalbimden açtım çeşmimi
Şu kafadan bakan göze ne minnet

Kaynar derunumda aşkın kazanı
Hakikat babında buldum nizamı
Mürşid-i kamilden aldık düzeni
Telimiz dildedir saza ne minnet

Fakir Pervani'yim geçtim canımdan
Hem canından hem de dünya malından
Bu sevdiğim kılavuzdur yanımdan
Kör yollara giden ize ne minnet

Aşık Pervani - Misafirhanedir Dünya

Misafirhanedir dünya
İşte geldik gidiyoruz
Geçen günler oldu rüya
İşte geldik gidiyoruz

Emekler oldu nafile
Çektiğimiz bunca çile
İnsan-ı kamil bizimle
İşte geldik gidiyoruz

Kalır dünyada servetin
Eğer verdinse zekatın
Ameldir senin cennetin
İşte geldik gidiyoruz

Bu dünya sana kala mı
Mevla'dan yardım ola mı
Dilimiz mübin kelamı
İşte geldik gidiyoruz

Üç günlük yalan dünyaya
Emekler gitti havaya
İşimiz kaldı kübraya
İşte geldik gidiyoruz

Ağlayanın yüzü gülsün
Dünya malı sana kalsın
Kalanlara selam olsun
İşte geldik gidiyoruz

Bu dünyaya konan göçer
Yarap bizi etme naçar
Hak Kerim'dir kapı açar
işte geldik gidiyoruz

Pervani arttı ahımız
Affet Yüce Allah'ımız
Topraktır son durağımız
İşte geldik gidiyoruz

Aşık Pervani - İçindir (Mor Menevşe)

Mor menevşe lale sümbül bağlarda
Açılıp goncalar bitmek içindir
Bülbül figan eyler gülün üstünde
Arzu maksadına yetmek içindir

Okudum pirimden aldım ihsanı
Bana beyan etti ol has mekanı
Yedi kafes derinine ummanı
Nuş edip badeyi tatmak içindir

Pervani'yim giydim siyahı akı
Açıldı kapılar gördüm dergahı
Hazineden aldım malı metahı
Götürüp sarrafa satmak içindir

Aşık Pervani - Hicret Edip Geldim

Hicret edip geldim Yusufelinden
Haki payen yüzüm sürmeğe geldim
Bülbül vaz geçer mi gonca gülünden
Açılan gülleri dermeğe geldim

Ben de meftun oldum kaşı alaya
Halimiz ayandır Gani Mevla'ya
Oltu'dan uğradım Samikale'ye
Sümmani Baba'yı görmeğe geldim

Pervani eyledi derd ü figani
Erenlerden almış lütfu ihsanı
Aşıkların piri Baba Sümmani
Huzurunda divan durmağa geldim

Aşık Pervani - Geldi Nebiler Serveri

Geldi nebiler serveri
Doğdu cihana Muhammet
Saçıldı mü'minler nuru
İndi lisanı Muhammet

Bunca seksen bin alemin
Hem peri hem de ademin
Cümle Arap ve Acemin
Dini, imanı Muhammet

O'dur nebiler Sultanı
Kör olsun sevmeyen onu
Cem'etti Osman Kur'an'ı
Duyuldu şan-ı Muhammet

Zir ü zemin, asumanın
Biz gibi mahcur kalanın
Ağlayan Aşık Pervan'ın
Derdi dermanı Muhammet

Aşık Pervani - Geldi Bu Eyyam-ı Bahar

Geldi bu eyyam-ı bahar
Güllere soralım yari
Çekilir mi hasretle zar
Ben ağlarım zarı zarı

Bülbül olsam yar bağında
Yandım aşkın ocağında
Yatsam yarin kucağında
Koklasam misk ü amberi

Saçlarından olur bir saz
Gelmem diye eyledi naz
Dudağı bal yüzü beyaz
Sanırsın dağların karı

Pervani saldı ateşe
Sürme çekmiş kirpik kaşa
Benziyor gökte güneşe
Göklerin şems ü kameri

Aşık Pervani - Düşer Mi (Bidayette Yardan)

Bidayette yardan sevda almayan
Benim gibi ah u zara düşer mi
Aşkın ocağında yeri olmayan
Dolanıp da kızıl nara düşer mi

Göz önünde muhit derya olmayan
Dilde hece ilen imla olmayan
Yar yolunda yanar çıra olmayan
Birdenbire söner kora düşer mi

Aşıklara böyle devran olursa
Günden güne hali noksan olursa
Bir kula yardımcı Süphan olursa
Bu Pervani asla dara düşer mi

Aşık Pervani - Düşenler Böyle Sevdaya

Düşenler böyle sevdaya
Yanıp ta püryan olmaz mı
Dalanlar muhit deryaya
Coş edip umman olmaz mı

Çekerim aşkın narını
Neylerim dünya varını
Görenler Hak didarını
Acaba hayran olmaz mı

Hakk'ı bilir halayıklar
Hakk'ı zikreder sadıklar
Aşk ile yanan aşıklar
Bu dünyadan usanmaz mı

Var geçtim zevkle sefadan
Gönül ayrılmaz Leyla'dan
Pervani yandım sevdadan
Cismim kana boyanmaz mı

Aşık Pervani - Dön Beri Yüzün Göreyim

Dön beri dön beri yüzün göreyim
Bir dakika karşımda durda öyle git
Eyledin cismimi hep kızıl yara
Derin yaralarım sar da öyle git

Sevdiceğim ben karında ötüştüm
Şirin dudu gibi lisan konuştum
Göründün gözüme elimden kaçtın
Bana bir teselli ver de öyle git

Bir telini vermem yüz bin liraya
Neylerim ki perde geçti araya
Cismimi düşürdün kızıl yaraya
Yarama bir derman sar da öyle git

Pervani'nin elden gitti cananı
Gönül feryat eder eyler figanı
Sevdiceğim bulam nerede seni
Bari bir nişane ver de öyle git

Aşık Pervani - Aşkın İle Eyle Hasta

Aşkın ile eyle hasta
Kavuşmak isteriz dosta
Tevhid ile son nefeste
Ölenden eyle Allah'ım

Aşk bülbülü eyler dadı
Zikretmede binbir adı
Felah bulmaktır muradı
Olandan eyle Allah'ım

Zat-ı mutlaksın Yarabbi
Resube olmuşuz tabi
Olsam ayağın turabi
Sürenden eyle Allah'ım

Pervani kulun kemterin
Ümmetiyiz Muhhemed'in
Yarabbi, hüsn ü didarın
Görenden eyle Allah'ım

Aşık Pervani - Aman Yarab Kusurumu

Aman Yarab kusurumu
Affetmek bir adalettir
Sana karşı günahım çok
Benim için rezalettir

Düşmüşüm ah ile zara
Aldandım nefs ü envara
Elim boştur yüzüm kara
Affolursam ne devlettir

Düşünüp de fikir etmek
Birliğine şükür etmek
Seni daim zikir etmek
Bana lütf u saadettir

Pervani bu dünya fani
Eyleme cürmü, isyanı
Zikreyle Gani Yezdanı
Şefaatçı Muhammet'tir

Aşık Özeri - Yoruldum

Otuz yildan beri çile çekerim
Gurbet elde geze geze yoruldum
Kurudu dallarim yaprak dökerim
Dertlerimi yaza yaza yoruldum

Dost elinden içtim bir dolu zehri
Haraba yüz tuttu gönlümün sehri
Dostlarin sitemi gurbetin kahri
Kara bagrim eze eze yoruldum

Gayri felek ile ben çikmam ava
Geçirdim ömrümü bosa bedava
Gurbet kösesinde her yil bir yuva
Kura kura boza boza yoruldum

Özeri'ye yine yaman gün oldu
Derdim bindi budaklandi bin oldu
Büküldü de elif kaddim nun oldu
Tatli canim üze üze yoruldum

Aşık Özeri - Verir (Yine Bahar Geldi)

Yine bahar geldi bulandi sular
Derin derelerden seller cos verir
Türlü nebatattan gider uykular
Yesillenir çayir çimen bas verir

Yesile boyanir kirlar yazilar
Nevbaharda diner kalpte sizilar
Oynasir oglaklar meler kuzular
Nese artar bes üstüne bes verir

Agaçlar bezenir giyer allar da
Yasamak zevk verir bizim ellerde
Konar türlü türlü öter dallarda
Günün en hos sedasini kus verir

Düser damlaciklar bulutlar aglar
Yamaçlar yeserir dereler çaglar
Çalisir insanlar senlenir baglar
Erkek duvar yapar kadin tas verir

Özeri gözünden akitir yaslar
Seyda bülbül gibi figana baslar
Kim ki topragini kayirir isler
Sebze verir ekmek verir as verir

Aşık Özeri - Var Ya (Ondan Severim Baharı)

Ondan severim bahari
Gönlümün hevesi var ya
Zevk verir leyl ü nehari
Bülbüllerin sesi var ya

Dal bezenir çiçek çiçek
Tabiatta gizli gerçek
Yat serinde uykunu çek
Agacin gölgesi var ya

Yükseklere çöker duman
Kuslar uçar tümen tümen
Hava açar çayir çimen
Çiçeklerin süsü var ya

Simsek çakar bulut aglar
Yesile bezenir daglar
Yel estikçe pinar çaglar
Hos kokan nefesi var ya

Özeri bak kana kana
Bahar can katiyor cana
Sevmeyi ögretir bana
Kuslarin cilvesi var ya

Aşık Özeri - Turnalar (Gurbet Ellerinde Kaldım)

Gurbet ellerinde kaldim yaliniz
Sesime ses katin telli turnalar
Bizim ele ugrar ise yolunuz
Bir haber getirin alli turnalar

Uçun boynunuzu uzatin gelin
Kanatlarinizi bezetin gelin
Aman kendinizi gözetin gelin
Alici kus sagli sollu turnalar

Özeri'yim yine çiktim çileden
Gurbet beni yakip yakip kül eden
Yine bir haber yok bana siladan
Ötüsünüz dertli belli turnalar

Aşık Özeri - Şimdi (Gayri Dayanacak Halim)

Gayri dayanacak halim kalmadi
Hasretlik bagrimi yakiyor simdi
Ben gitmek istedim kader salmadi
Ayrilik canima okuyor simdi

Bagrima doluyor gözümün yasi
Diyorlar ki sabir her isin basi
Hür Anadolu'nun topragi tasi
Gül gibi burnuma kokuyor simdi

Özeri gözyasim sel oldu çaglar
Nasip kismet bizi gurbete baglar
Yol ver bana yol ver ey yüce daglar
Sevdigim yoluma bakiyor simdi

Aşık Özeri - Sevdiğim (Çok Zamandır)

Çok zamandir ne mektup var ne haber
Yadina düstükçe ara sevdigim
Her zaman seninle olsak beraber
Mutluluk getirmez para sevdigim

Vereme dönüstü bendeki merak
Istesem gelemem yollarim irak
Yüzümü ayna yap disimi tarak
Bozulmus saçlarin tara sevdigim

Özeri derdini ele bildirmez
Hasta düstüm kimse tutup kaldirmaz
Ask insani inletir de öldürmez
Illa bu derdime çare sevdigim

Aşık Özeri - Olmaz Ki

Kalkinmayi istiyorsak gönülden
Dar geçitler geçilmeden olmaz ki
Yanlis hesap kari götürür elden
Dogru ölçüp biçilmeden olmaz ki

Çok çabala seç iyiyi kötüden
Bak ibret al dogu ile batidan
Ne beklersin su kapali kutudan
Disariya açilmadan olmaz ki

Biraz tasarrufa önem verin de
Yürümeli yatmaktansa serinde
Gezip görmek gerek yerli yerinde
Koca dünya küçülmeden olmaz ki

Özeri tutarsa eger asilar
Beyin çalisirsa gözler isilar
Cesur dürüst liyakatli kisiler
Isbasina seçilmeden olmaz ki

Aşık Özeri - Olmaz

Kalbi tas kesilmis gaddar insanin
Kessen bes paralik cigeri olmaz
Kötüye kullanir bütün ihsanin
Bu isin egeri megeri olmaz

Önüne gelene çatar takisir
Bir meclise girse hemen kokusur
Atalar demis ki ata yakisir
Esek bin yasasa eyeri olmaz

Ehil olan yapar yararli isi
Göz çikarir cahil yaparken kasi
Dinini ögrenen olgun bir kisi
Gidip sahte seyhin zagari olmaz

Özeri yozlasir sistem kokarsa
Insan onu biçer her ne ekerse
Yolsuzluk hirsizlik basi çekerse
Orda dogrularin degeri olmaz

Aşık Özeri - Gör Beni (Bir Mektup Yazmadin)

Bir mektup yazmadin ey kanli zalim
Yaman dertte meraktayim gör beni
Yaradan mevlaya ayandir halim
Anayurttan iraktayim gör beni

Bagimda hazan var güller talanda
Ecel gelip kapimizi çalanda
Dostlar beni omuzuna alanda
Bindim cansiz buraktayim gör beni

Efkarimdan hasta oldum yatarim
Baykus gibi viranede öterim
Kumas idim simdi çuldan beterim
Keten oldum taraktayim gör beni

Ecel düsmüs Özeri'nin pesine
Dereler yolverir gözüm yasina
Uzaninca musallanin tasina
Artik en son duraktayim gör beni

Aşık Özeri - Gönül (Demedim Mi Sana)

Demedim mi sana yüksekten uçma
Yirtici kus vermez amani gönül
Gizli sirlarini namerde açma
Eksilmez basinin dumani gönül

Gülü kokla sakin kizma dikene
Aci söz söyleme boyun bükene
Azrail sarilir birgün yakana
Çaldirir kalbine kemani gönül

Sah olursan yanlis ferman eyleme
Gizli yaralara derman eyleme
Çikip yükseklere harman eyleme
Yele kaptirirsin samani gönül

Güvenme ki bülbülün var gülün var
Kuvvetlisin bükülmeyen kolun var
Der Özeri dolambaçli yolun var
Kendine yoldas et imani gönül

Aşık Özeri - Gel Yeter

Sevdicegim sen bu elden gideli
Menekseler boyun büktü gel yeter
Sen bizden ayrildin üç yil vadeli
Aradan yedi yil çikti gel yeter

Geri döndü senin ile gidenler
Kör olsun gurbeti icat edenler
Kurumaya durdu körpe fidanlar
Dallar gazelini döktü gel yeter

Eller güler Özeri'nin yasi var
Üç günlük dünyada kimin nesi var
Alemin baginda bülbül sesi var
Bizim baga duman çöktü gel yeter

Aşık Özeri - Eskiden

Sevgi vardi saygi vardi dost vardi
Eskiden eskiden çok çok eskiden
Gayri bu meziyet sonuna erdi
Eskiden eskiden çok çok eskiden

Bir lokma bir hirka ona yeterdi
Babam saman telisine yatardi
Evlat babasinin sözün tutardi
Eskiden eskiden çok çok eskiden

Anam tezgahini tel tel yayardi
Sal dokuyup çengo ile boyardi
Insanlar insani sevip sayardi
Eskiden eskiden çok çok eskiden

Özeri seninki kuru lakirdi
Nenem tezgahlarda çarsaf dokurdu
Ninniler söylerdi türkü okurdu
Eskiden eskiden çok çok eskiden

Aşık Özeri - Dokunur (Ey Melek Yavrusu)

Ey melek yavrusu ahu bakislim
Kirpiklerin ok mu cana dokunur
Sira sira benler gögsü nakislim
Zülüflerin ak gerdana dokunur

Görünce kaçarsin nedir suçlarin
Taze kinalanmis parmak uçlarin
Topuga uzanmis siyah saçlarin
Bir oyana bir bu yana dokunur

Kiraz dudaklarin renk verir kana
Gözlerinin rengi benzer ummana
Çatip kaslarini bakinca bana
Onurum kirilir sana dokunur

Elma yanaklarin ayin on besi
Kurulu yay gibi simsiyah kasi
Dili badem içi incidir disi
Sanirsin ki lal mercana dokunur

Özeri kimedir naz u niyazin
Bir gülse açilir baharin yazin
Sahin bakislarin bülbül avazin
Ta zemin ü asumana dokunur

Aşık Özeri - Derd ü Mihnet İle Geçti

Derd ü mihnet ile geçti bu ömrüm
Simden sonra bana güç versen n'olur
Bir sevdigim vardi aldin elimden
Bundan böyle ik' üç versen n'olur

Gurbet ellerinde ömrüm söküldü
Takatim kalmadi belim büküldü
Agardi saçlarim disim döküldü
Akilsiz basima taç versen n'olur

Yapragini dökmüs dali budadim
Bedelini fazlasiyla ödedim
Ben kendimi dosta kurban adadim
Iki koyun bir de koç versen n'olur

Özeri dünyadan çektim elimi
Yaradana arzeyledim halimi
Gece gündüz bekliyorum ölümü
Erken versen n'olur geç versen n'olur

Aşık Özeri - Dağlar (Bugün Sizin Gibi)

Bugün sizin gibi basim dumanli
Çöktü içerime meragim daglar
Kisin karla boran yazin çimenli
Yarden ve sizlerden iragim daglar

Açar çiçeklerin yellerin eser
Orman yesil saçar toprak su kusar
Düsündükçe bana bir hüzün basar
Özledikçe çesm-i çiragim daglar

Yar silada ele kina ezerken
Özeri'yim elim titrer yazarken
Eller silasinda gezip tozarken
Neden benim gurbet duragim daglar

Aşık Özeri - Çoruh Nehri

Bahar geldi costu yine
Akar gider Çoruh Nehri
Alisti canlar almaya
Bakar gider Çoruh Nehri

Olmaz akisi dengeli
Herkese takar çengeli
Demirden yapsan engeli
Yikar gider Çoruh Nehri

Ne yasli tanir ne sabi
Derindir görünmez dibi
Agaçlari peynir gibi
Büker gider Çoruh Nehri

Kayalari yara yara
Bulamazsin her gün ara
Tohum gibi topraklara
Eker gider Çoruh Nehri

Kayalari oya oya
Insanlari soya soya
Karadeniz'de bir koya
Döker gider Çoruh Nehri

Yusufeli'n sakagindan
Ispir'in meyve bagindan
Bayburt'un yesil dagindan
Çikar gider Çoruh Nehri

Bir kaynagi Altiparmak
Gururlanip akan irmak
Buna yoktur zerre durmak
Çeker gider Çoruh Nehri

Özeri der seni tutsam
Baraj yapsam temel atsam
Susasam hepsini yutsam
Yakar gider Çoruh Nehri

Aşık Özeri - Anam

Koyup gittin beni yedi yasimda
Nasil kiydin beni ellere anam
Her yatanda görüyorum düsümde
Gelmedin çok baktim yollara anam

Oksayip emzirip büyüttün beni
Kendin uyumadin uyuttun beni
Tam otuz yil oldu unuttun beni
Hasretinden döndüm küllere anam

Bayram geldi öpemedim elini
Yillar geçti soramadim halini
Genç yasinda oldun ahret gelini
Hoyrat baykus kondu güllere anam

Baksana Özeri ne kadar üzgün
Esen yeller ile sefkatini sun
Elveda eyleyip sarildigin gün
Hasretim o sicak kollara anam

Aşık Özeri - Ağlattı Beni

Kara bahtim kem kaderim
Yandirdi aglatti beni
Sekvaya kime giderim
Kandirdi aglatti beni

Durmus bakar tas basindan
Yavru ceylanin pesinden
Atesimi gözyasindan
Söndürdü aglatti beni

Özeri döndüm deliye
Askim geldi pahaliya
Gül diye kuru çaliya
Kondurdu aglatti beni

Aşık Osman Feymani - Üveyik (Duruşun Gariptir)

Duruşun gariptir bakışın mahzun
Nerden geldin sen bu ele üveyik
Gözlerin nemli de halin pek yorgun
Çok mu çektin yoksa çile üveyik

Gurbetin yolları uzun ve ince
Sabır eyle başa bir iş gelince
Dikkat et yuvadan uçmadan önce
İyi bakın sağa sola üveyik

Görünce inanma elleri sazlı
Zamane insanı hep iki yüzlü
Belki de avcıdır silahı gizli
Güvenme her öyle kula üveyik

Kamil insanların ahtı mutlaktır
Sadık olanların inkarı haktır
Bahar değil ise belki tuzaktır
Aldanma yeşile ala üveyik

Kanadın kırılır gafil yatarsan
Başın derde girer nazlı ötersen
Aşıkların öğüdünü tutarsan
Konma bilmediğin dala üveyik

Feymani'nin sesi bir nida mıdır
Gönlüm ayrılıkla davada mıdır
Boynunu büküşün elveda mıdır
Gidiyorsun güle güle üveyik

Aşık Osman Feymani - Soran Öğrenir (Olmazdı)

Her mücevher değerini bulmazdı
Sarrafından ayar danışmasaydı
Kerpiç yığılmayan bina olmazdı
Ustası mimara yanaşmasaydı

Köprüsüz dereden yolcu geçmezdi
Kuş kanatsız olsa gökte uçmazdı
Kamili cahili kimse seçmezdi
Oturup üç beş laf konuşmasaydı

Hak olmasa dağlar yüce olmazdı
Yük olmasa canlı cüce olmazdı
Gündüz gündüz olur gece olmazdı
Dağların ardına gün aşmasaydı

Feymani her güzel yar edilmezdi
Aşka düşmeyince zar edilmezdi
Hayırlı hayırsız kar edilmezdi
Herkes mesleğine sınaşmasaydı

Aşık Osman Feymani - Mihriban (Gam Kasavet)

Gam kasavet bugün başa derildi
Gördüm gül yüzlümü gene ağlıyor
Nedir hali bilmem nedir efkarı
Sinesini ah çekerek ağlıyor

Kaderim böyleymiş talihim kara
Yüreğime açtı dermansız yara
Nazar mı değdi de Mihriban yare
Alı çözüp karaları bağlıyor

Kirpikleri ıslak gözleri nemli
Hasretlik elinden gönlü elemli
Bakıyor uzağa yar gamlı gamlı
Sular gibi enginlere çağlıyor

Bu dert ağır geldi Çoban Osman'a
Talihim de uymaz devri zamana
Başım alıp gidem bilmem ne yana
Gitme diye yar yolumdan eğliyor

Aşık Osman Feymani - Kolay Değildir

Yıkma gönül sarayını
Örmesi kolay değildir
Kalbe iman kalayını
Sürmesi kolay değildir

Bir etmezsek lütfü kahrı
Bal edemek acı zehri
Kapısızdır sevgi şehri
Girmesi kolay değildir

Feymani kul hak mirası
Yüze vurulmaz karası
Derin olur dil yarası
Sarması kolay değildir

Aşık Osman Feymani - İnsan Denen Mana

İnsan ilimdir
İlim bilimdir
İlimli insan
Aklı selimdir

Dünya zerredir
Zerre küredir
Nokta kelamdır
Kelam alemdir

Kainat vardır
Yaradan sırdır
Allahı inkar
İlmi inkardır

Mana bir haldır
Madde hamaldır
Ruh ölüm bilmez
Tende zevaldır

Feymani kemal
Kemalse cemal
İlim tıpkı bal
Kısmetini al

Aşık Osman Feymani - Gönül (Nasihatım Bir Mazluma)

Nasihatim bir mazluma
Çatanlardan olma gönül
Daim kalbinde kin kibir
Tutanlardan olma gönül

Yürektedir benim yaram
Elim erişmez ki saram
Helal kazancına haram
Katanlardan olma gönül

Olma kemlik hevesinde
Ecel kulun ensesinde
Gidip çakal gölgesinde
Yatanlardan olma gönül

Olmak istiyorsan mamur
Feymani içine koy hamur
Nefsinin içine çamur
Atanlardan olma gönül

Aşık Osman Feymani - Gelsin De Bak (Dağlar Al Yeşil)

Dağlar al yeşil süslenir
Hele bahar gelsin de bak
Bülbül aşkınan seslenir
Güle bahar gelsin de bak

Bayramlığın giyer dağlar
Her örnekten basın bağlar
Türkü söyleyerek çağlar
Sele bahar gelsin de bak

Emanet versen götürür
Menziline tez yetirir
Dertliye derman getirir
Yele bahar gelsin de bak

Cennet sanarsın cihanı
Kalkar dağların dumanı
İner ovanın ceylanı
Çöle bahar gelsin de bak

Dere kenarında taşlar
Hep yosun tutmağa başlar
Yuva için tüner kuşlar
Dala bahar gelsin de bak

Turnam kanadını düzler
Ördek avcısını gözler
Çığrışarak konar kazlar
Göle bahar gelsin de bak

Feymani biter acılar
Kağnılar yürür gıcılar
Kervan düzer yaylacılar
Yola bahar gelsin de bak

Aşık Osman Feymani - Evvel (Şu Alemde)

Var mıyıdım yok muyudum
Şu ilemde bundan evvel
Az mıyıdım çok muyudum
Şu alemde bundan evvel

Gelen miydim giden miydim
Yaprak mıydım beden miydim
Toprak mıydım maden miydim
Şu alemde bundan evvel

Yürür müydüm adım adım
Yine Adem miydi adım
Ne yedim içtim yaşadım
Şu alemde bundan evvel

Ayna mıydım resim miydin
Manamıydım cisim miydi
Feymani'ye isim miydin
Şu alemde bundan evvel

Aşık Osman Feymani - Belli Olmaz (Baki Değil)

Baki değil şu dünyanın ziyneti
Ölüm kıyametin bir alameti
Yolcuya yıldızın, ayın alameti
Karanlıkta bakmayınca bell'olmaz

Kimi yaşar birlik dirlik içinde
Kimi nefse esir hürlük içinde
İnsan hoş görünür varlık içinde
Yiğit düşüp kalkmayınca bell'olmaz

Zalimlerin bu dünyada nesi var
Amma o dünyada endişesi var
Kimin torbasında neyi nesi var
Ağz'aşağı silkmeyince bell'olmaz

Feymani kefinmiş servetin malın
Hakka yakın eyler ahvalin, halin
Sabrı var mı yok mu öğünen kulun
Beliları ilkmeyince bell'olmaz

Aşık Osman Feymani - Ahu Gözlüm

Ahu gözlüm tut elimden,
Vazgeçmeden emelimden.
Aşkın beni temelinden,
Yıkmadan gel, yakmadan gel.

Derde salmadan başımı,
Noksan etmeden işimi.
Damla damla göz yaşımı,
Dökmeden gel, akmadan gel.

Feymani'yim, kaçma benden,
Usanmadı gönül senden.
Ecel tatlı canı tenden,
Çekmeden gel çıkmadan gel.

Aşık Ömer - Yok Yok

Yine mahmur gözlüm uykudan kalkmis
Dedim bulusalim dedi ki yok yok
Taramis kakülü gerdana salmis
Dedim bölüselim dedi ki yok yok

Dedim selvi nedir dedi boyumdur
Dedim bu güzellik dedi soyumdur
Dedim bu cilveler dedi huyumdur
Dedim gülüselim dedi ki yok yok

Dedim ag libaslar dedi egnimde
Dedim altin gerdan dedi boynumda
Dedim ag memeler dedi koynumda
Dedim bölüselim dedi ki yok yok

Dedim Erzurum nen dedi yolumdur
Dedim Diyarbekir dedi ilimdir
Dedim Asik Ömer dedi kulumdur
Dedim dolasalim dedi ki yok yok

Aşık Ömer - Yine Bir Haber Geldi

Yine bir haber geldi çeşm-i mestimden
Bana rahm eylemiş gelse gerekdir
Çok zamandır cüda düştüm dostumdan
Ağlayan dideler gülse gerekdir

Bir zaman demezdim feleğe beli
Kim ahır elinden ruhleri ali
Hasretinden iki çeşmimin seli
Derd ile kan olmuş silse gerektir

Aşkın ile hasbıhalin söylerim
İnüp aşkın deryasını boylarım
Gamzesine sînem nişan eylerim
Hışm ile bağrımı delse gerekdir

Dostumun hayali gözümden gitmez
Çoktur yarelerim onulmaz bitmez
Korkarım eğlenüp va'deye yetmez
Ömer bu derd ile ölse gerekdir

Aşık Ömer - Şunda Bir Dilbere

Şunda bir dilbere gönül düşürdüm
Aldı beni kaşlarının arası
Hub cemalin gördüm aklım şaşırdım
Yaradan Mevla'ya kaldı çaresi

Benim sevdiceğim gülden naziktir
Çekmişim aşkını bağrım eziktir
Yeter cevreyledin bana yazıktır
Güle güle gel hey canım paresi

Telli turnam gelir şunda hak deyü
Yerde gökte düşmanların çok deyü
Ne kaçarsın senden gayrı yok deyü
Beyaz gerdanında dişler yarası

Aşık Ömer der ki aşka yanarım
İçüp aşkın şarabını kanarım
Kıblem Hak' dır yönüm sana dönerim
Mihrabımdır iki kaşın arası

Aşık Ömer - Sevda-yi Askina Düseli Cana

Sevda-yi askina düseli cana
Dîvane söylenür dil dile düstü
Zemmim elden komaz a'la vü edna
Dehan-i aduda dil dile düstü

O gonca güllerin revnak bulaldan
Anberi gülsen-i dehre dolaldan
Hal- i hindulari meshur olaldan
Ekser halkin meyli gulgule düstü

Satranc-i askina düseli diller
Kis ü Ferz ü Fil'den hali degiller
Nice menzil alsin Piyade diller
Ruh ruha mukabil kil kila düstü

Tabîbe arzetmen derdim çaresin
O bilmez can ile gönül yaresin
Deryalar yumazken yüzün karesin
Gözlerimden akan sel sele düstü

Asik Ömer visaline erdigim
Seng-i aski ile sine deldigim
Herkes sevdi birin benim sevdigim
Hazret-i Resul' e sel sele düstü

Aşık Ömer - Sebep Oldun Ayırdın Beni

Sebep oldun ayırdın beni yardan
Tiğ-ı gazab sana yar olsun rakiyb
Kurtulma cihanda ah ile zardan
Köhne dünya başına dar olsun rakiyb

Geçer günüm gam ile safa sürme
Alemde mahrum ol murada erme
Ahirette rahat yüzünü görme
Cehennemde yerin nar olsun rakiyb

Ol gözleri meste oldum müptela
Sen nedamet oldun başıma bela
Güldürmesin seni efendim Mevla
Ağlamaklar sana kar olsun rakiyb

Dilerim zindanlar olsun durağın
Derd ü mihnet ile geçsin her çağın
Tutulsun daima elin ayağın
Ruz ile şeb işin zar olsun rakiyb

Doludur gözlerim yaş ile nemden
Ömer' i ayırdın ol gonca femden
Kurtulmayasın sen der ü elemden
Bela mihnet başına var olsun rakiyb

Aşık Ömer - Salinup Seyran Yerine

Salinup seyran yerine
Çikan dilber kiminsin sen
Siyah zülfün mah yüzüne
Döken dilber kiminsin sen

Baktim gözüne kasina
Benzettim hüma kusuna
Beni hicran atesine
Yakan dilber kiminsin sen

Payine yüz süren kullar
Demadem medhin iderler
Al yanak üstüne güller
Takan dilber kiminsin sen

Seyrana gider bostana
Bülbül konar gülistana
Bize mestane mestane
Bakan dilber kiminsin sen

Asik Ömer gayre varma
Varup divanina durma
Ela göze siyah sürme
Çeken dilber kiminsin sen

Aşık Ömer - Sakınırım (Gel Dilberim)

Gel dilberim kan eyleme
Seni kandan sakınırım
Doğan aydan esen yelden
Seni günden sakınırım

Tabibim hışmınan bakma
Ben kulun odlara yakma
Yanağına güller sokma
Seni gülden sakınırım

Halden bilir haldaşım var
Yola gider yoldaşım var
Üç yaşında kardaşım var
Seni ondan sakınırım

Ömer'im der ben de geldim
Tazelendi eski derdim
Sen bir kuzu ben bir kurdum
Seni benden sakınırım

Aşık Ömer - Ol Tifl-i Nevreste

Ol tifl-i nevreste sûh- i cihanim
Hublar içre simdi bir danecedir
Aceb bi-vefadir çesm- i fettanim
Gönlüm ol ecilden divanecedir

Bilmez ol bi-vefa yar- i sadiki
Bigane zanneder vasla layiki
Gamzesi nus ider hun- i asiki
Böyle bir gözleri mestanecedir

Ömer sevdasini bastan asirmis
Hayal- i yar ile kendin sasirmis
Böyle bir fettana gönül düsürmüs
Ayb eylemen biraz divanecedir

Aşık Ömer - Nedir Bu (Sinem Üzre Olan)

Sinem üzre olan göz göz muhabbet
Atesinin yeri midir nedir bu
Dökülür sevk ile nöbet-be-nöbet
Kûs-i Iskenderi midir nedir bu

Selamet hirkasin giydim özüme
Mecnun sanir kulak tutan sözüme
Gah görünür gah görünmez gözüme
Melek midir perî midir nedir bu

Bu mudur asika füsûn eyleyen
Artirup derdini füzûn eyleyen
Beni bu sevda mi zebûn eyleyen
Yoksa gam askeri midir nedir bu

Gören ebrulerin yaya benzedir
Hublar arasinda baya benzedir
Kevakibler içre aya benzedir
Güzeller ülkeri midir nedir bu

Ey Ömer yolunda türaba düsen
Yüz urup paye-i rikaba düsen
Nur- i tecellîden hicaba düsen
Meh cemalin teri midir nedir bu

Aşık Ömer - Kurulalı Neler Çekmiş

Kurulali neler çekmis
Yalan dünyaya sorsana
Nice bin dürlü kan etmis
Akan deryaya sorsana

Bilinmez ne aceb aldir
Gönül bir sarhos misaldir
Asiklik ne müskil haldir
Çeken seydaya sorsana

Bu derdin çaresin bilmem
Akar çesmim yasin silmem
Olaydin yar ile bir dem
Çeküp tenhaya sorsana

Kelami naz ile söyler
Garib gönlüm alup neyler
Niçün ceyr ü cefa eyler
Melek-sîmaya sorsana

Cihanda bulmadim bir yar
Ruz ü seb eylerim efkar
Der ki Ömer cümlemiz var
Iden Mevla' ya sorsana

Aşık Ömer - İçeri (Kadir Mevlam Senin)

Kadir mevlam senin hikmetin çoktur
Bir kuş gördüm taş mermerden içeri
Ömrüm tamam olup vadem bitende
Defnederler taze yerden içeri

Şükür olsun ol gani-ül Süphana
İtikadım vardır benim Kurana
Şimdi erişmişiz ahir zamana
Haram girdi helal serden içeri

Yoktan var eyledi ol gani bizi
Müminler beş vakit kılar namazı
Hak yakında kara eyleme yüzü
İblisi sürdüler nardan içeri

Aşık Ömer bunu yalan söylemez
Nasihat eder de kimse dinlemez
Kendi kusuruynan düşen inlemez
Ecel o ki girdi serden içeri

Aşık Ömer - Hak’tan Gayri Kimse Bilmez

Hak'tan gayri kimse bilmez dilinden
Bülbül şakır yazı kışı Sakız'ın
Kurtar deyü çün adunun elinden
Hak'ka niyaz eder taşı Sakız'ın

Öğme gidi yezid neye öğersin
Seng-i siyah ile sînen döğersin
Sen islama bir gün boyun eğersin
Zira görülmüştür düşü Sakız'ın

Yüğrük gemilerin salma engine
Labüd sataşırsın bir gün rengine
Mağrur olup ateşine çengine
Vire idüp kurtar başı Sakız'ın

Yeni burca Kıral burcu dediler
Muhkem bina imiş kafir gidiler
Der ki Ömer üçler yediler kırklar
Var mıdır dünyade eşi Sakız'ın

Aşık Ömer - Güzel (Beni Bülbül Gibi)

Beni bülbül gibi şirin sözlerin
Şakıdır gözleri sözleri güzel
Muhabbet dolusun sunar gözlerin
Sakidir gözleri sözleri güzel

Bakışın beyhude yere değildir
Cananın garazın sırra değildir
Sitemin sinede bere değildir
Yakıdır gözleri sözleri güzel

Sineme tuz konsa sıkmaya başlar
Reva mı urasın sen ana taşlar
İki didelerin kan ile yaşlar
Akıdır gözleri sözleri güzel

Gören divan' olur hüsnüne afet
Görmese öldürür aşığı hasret
Hub olan ademi hast' eder elbet
Bakıdır gözleri sözleri güzel

Methiden dilberin şehd-i nebatın
Neylesin alemin kand-ı nebatın
Aşık Ömer'e ver lebin zekatın
Hakkıdır gözleri sözleri güzel

Aşık Ömer - Gönül Muntazırdır (Bu Sene)

Gönül muntazırdır nazlı yarine
Bad-ı seher selam eyle dostuma
Takdir Huda' nındır tedbirin kime
Yolumuz gurbete düştü bu sene

Kahbe felek bundan özge iş eyler
Düşmüş mezeler meyler şişeler
Yurdum senin ile tenha köşeler
El erişmez muhabbete bu sene

Gönül intizarda nazlı yarına
Benzettim boyunu servi dalına
Müyesser olur mu aceb görüne
Dostumun yüzünü görmek bu sene

Aşık Ömer sana meftûn olalı
Gönül aşnasından cüda olalı
Bin altmış bir sene tarih olalı
Herkes sevdiğinden ayrı bu sene

Aşık Ömer - Gönül Melul Olup Eyleme Ahı

Gönül melul olup eyleme ahi
Asika ayrilik ola- gelmistir
Gel sözümü dinle güzeller sahi
Aglasanlar bir gün güle gelmistir

Hatirini yikma bu ben gedanin
Bir edna kuluyum ben de Huda'nin
Nice senin gibi gonce fidanin
Açilan gülleri sola-gelmistir

Dogan aylar gibi dogup dolunma
Çikup karsimizda güzel salinma
Beni sevdi deyü sakin alinma
Dilberi sevenler ola-gelmistir

Güzelsin sevdigim ben de bilirim
Iltifat idersin deyü gelirim
Sevdigim ben seni arar bulurum
Mecnun Leyla' sini bula gelmistir

Der ki Ömer mana vardir bu sözde
Derdimiz kalmadi binde bes yüzde
Kizlarin yoluna kurbaniz biz de
Güzel asik canin ala-gelmistir

Aşık Ömer - Gele Canım Sana Bir Sualim Var

Gele canim sana bir sualim var
Lütuf eyle bana sundan haber ver
Hak' kin ma'mur evi cennet cehennem
Kiminçün yapildi sundan haber ver

Seytan-i lainin sözüne uyan
Havva' dir cennette bugdayi yiyen
Adem' in egninden hülleyi soyan
Cennetten çiktigi günü haber ver

Baligin mekani su ile tastir
Anin ötesini anlamak güçtür
Hazret-i Adem'in makami kaçtir
Yönü ne diyara sundan haber ver

Yüz yirmi dört bin peygamber gelmeden
Hak Muhammed habibini bilmeden
Din islam kafire kiliç çalmadan
Dini kim zaptetti sundan haber ver

Asik Ömer hasmi ile görüsür
Tenin türab hem aslina karisur
Ay nereden dogar nerden kavusur
Gün neden halk oldu sundan haber ver

Aşık Ömer - Gel Efendim Gel (Çün Dilek)

Çün dilek geçmedi sen periruya
Ko ben ağlayayım gel efendim gel
Şemşir-i ahımı kastı aduya
Açıp zağlayayım gel efendim gel

Ben derdi mihnetle çekeyim gamı
Tenhaca ellerle sen eyle demi
Ateş-i hasretle dertli sinemi
Yakıp dağlayayım gel efendim gel

Çün adular seni benden ayırıp
Tatlı canım gibi senden ayırıp
Ben dahi gönlümü senden ayırıp
Gayre bağlayayım gel efendim gel

Arayım akranın dünya yüzünde
Gahi karada gah derya yüzünde
Taşkın sular gibi sahra yüzünde
Akıp çağlayayım gel efendim gel

Ömer'e elverir gelmezse sürür
Varsın aleminde ol eyle huzur
Mübarek hatıra irmesin hutur
Tem ben ağlayayım gel efendim gel

Aşık Ömer - Ela Gözlerine Kurban Olduğum

Ela gözlerine kurban oldugum
Yüzüne bakmaga doyamadim ben
Ibret için gelmis derler cihana
Noktadir benlerin sayamadim ben

Askin atesidir sinemi yakan
Lütfuna irer mi çevrini çeken
Kollarin boynuma dolanmis iken
Seni öpmelere kiyamadim ben

Terk eyledim agalarim beylerim
Bozbulanik seller gibi çaglarim
Anin içün ben ah idüp aglarim
Ayrilik oduna doyamadim ben

Kaldi deli gönül kaldi hep yasta
Mevla' m erdir beni murada kasda
Asik Ömer eydür sevgili dosta
Allah' a ismarladik diyemedim ben

Aşık Ömer - Efendim Gisü-yi Siyehkarında

Efendim gisü-yi siyehkarında
Mihmanın değildir ya nedir gönül
Manend-i andelib gül' izannda
Zülalin değildir ya nedir gönül

Huda kemal üzre vermiş kemali
Gönlümden gider mi hüsnün hayali
Şöyle senden ayrı Ya'kub misali
Giryanın değildir ya nedir gönül

Ne bilir esrar-ı Mevla'yı cahil
Muhabbetle olur rizayı tahsil
Cemalin gördükçe mest-i laya'kil
Hayranın değildir ya nedir gönül

Ah etsem ahımdan yerde taş oynar
Akar gözlerimden kanlı yaş oynar
Çevgan-ı zülfünde can ü baş oynar
Galtanın değildir ya nedir gönül

Ben Ömer kulunun fedadır canım
Serv-i hıramanım şah-ı hubanım
Sen de insaf eyle benim sultanım
Kurbanın değildir ya nedir gönül

Aşık Ömer - Efendim (Pay-i Taht İçinde)

Pay-i taht içinde mislin bulunmaz
Sencileyin kaşı keman efendim
Bu fena dünyada yarsız olunmaz
Gel bir dem sürelim hemen efendim

Gamzen oklarıyla bağrım delersin
Ariflik eyleyip yüze gülersin
Gönülünü benden almak istersin
Kıyma ben kuluna aman efendim

Nitekim can tende severim seni
Nice koçmayayım ol nazik beli
Hasret yatağından gel kaldır beni
Var ise göğsünde iman efendim

Ömer'in göğsünde sular çağlasın
Aşkın ateşiyle sine dağlasın
Sarılalım kıyamete kalmasın
Kalksın üstümüzden duman efendim

Aşık Ömer - Devretmedi Muradımca Zamane

Devretmedi muradımca zamane
Beni cananımdan ayırdın felek
Kaza tiri gibi attın yabana
Kaşı kemanımdan ayırdın felek

Gittikçe arardın ah ü figanım
Aleme şay oldu raz-ı nihanım
Ne yerim var benim ne hod mekanım
Nam ü nişanımdan ayırdın felek

Gözüme görünmez laleler güller
Mecnûnum mekanım sahralar çöller
Bana mekan oldu gurbetlik eller
Öz aşiyanımdan ayırdın felek

Korkarım gurbette derd ile ölem
Bir mahal bulamam açılam gülem
Haristana düşmüş garib bülbülem
Bağ- ı cananımdan ayırdın felek

Ey Ömer sinede artmada yare
Cünunum intizar olalı yare
Saye-veş ayakta kaldım ne çare
Serv- i revanımdan ayırdın felek

Aşık Ömer - Devlet Hümasını Tutayım Derken

Deveyi deveye çattım
Nenni nenni nenni nenni oy
Yuların boyuna attım
Nenni de nenni de nenni de nenni
Kaynanamdan hicap ettim
Nenni nenni nenni nenni oy
Yurt yerine varana dek
Nenni de nenni de nenni de nenni

Bebeğin beşiği bakır
Nenni nenni nenni nenni oy
Yuvarlardı takır tukur
Nenni de nenni de nenni de nenni
Bebek değil bu bir fakir
Nenni nenni nenni nenni oy
Nenni küçüğüm nenni
Nenni de nenni de nenni de nenni

Aşık Ömer - Dedim Dilber Yanakların Kızarmış

Dedim dilber yanaklarin kizarmis
Dedi çiçek taktim gül yarasidir
Dedim dane dane olmus benlerin
Dedi zülfüm degdi tel yarasidir

Dedim dilber sana yazili kanim
Dedi niçün dersin benim sultanim
Dedim kimler sarmis ince miyanin
Dedi kendim sardim kol yarasidir

Dedim bu Ömer' in aklini aldin
Dedi sevdigine pisman mi oldun
Dedim dilber niçün sararup soldun
Dedi hep çektigim dil yarasidir

Aşık Ömer - Bir Hoşça (Bir Kaşı Hilale)

Bir kaşı hilale meyletti gönül
Çağı gelmiş amma yine bir hoşça
Yanağı gülleri beyaza dönmüş
Ruyler solmuş amma yine bir hoşça

Aşık eğlencesi hubların şahı
Naz ü istiğnayı koymamış dahi
Hatt-ı ruhsariyle zülf-i siyahı
Henüz gelmiş amma yine bir hoşça

Cevreyleme bana ömrümün varı
Rind meşrep ol artık terkeyle arı
Hatadan hıfzede cenab-ı bari
Yiğit olmuş amma yine bir hoşça

Ömer der vaslına eren övünsün
Alemde hemen o sefasın sürsün
Vakti gecikmeden meyvasın versin
Sona kalmış amma yine bir hoşça

Aşık Ömer - Benim Sen Çeşm-i Şehlaya

Benim sen çeşm-i şehlaya
Elim irmez gücüm yetmez
Sen gibi zülfü Leyla'ya
Elim irmez gücüm yetmez

Cemalin göreli cana
Muhabbet elverdi bana
Benim bir veçhile sana
Elim irmez gücüm yetmez

Seninçün zar ü giryanım
Çıkar eflake suzanım
Sen gibi maha sultanım
Elim irmez gücüm yetmez

Ömer kaldı mateminde
Ziyade var gönlü sende
Şimdi olup sana bende
Elim irmez gücüm yetmez

Aşık Ömer - Beni Bana Komaz

Beni bana komaz ask-i cünunum
Serimi sevdaya saldim aglarim
Dembedem artmakta derd- i derunun
Seng ile sinemi deldim aglarim

Ah etmekten elif kaddim oldu dal
Sadilik eksilüp artmakta melal
Vatanim gözüme görünür hayal
Diyar- i gurbette kaldim aglarim

Ey Ömer kalmisim ben bu hasrette
Diyar- i gurbette sam-i zulmette
Hep iller isrette zevk u sohbette
Ben bir mekan bulmaz oldum aglarim

Aşık Ömer - Ben (Aşk Beni Şerimsar Eyleyip)

Aşk beni şerimsar eyleyip gider
Gözlerimden dökmedeyim jale ben
Güller fasl-ı bahar eyleyip gider
Andelibim ha kılayım nale ben

Bilmem ahvalimi kimse söyleyim
Divane gönlümü nice eyleyim
Can ü dilden mail oldum neyleyim
Mah şüzünde çifte çifte hale ben

Cemalin görmesem canım yerinir
Gayrı bana dünyalar mı görünür
Gönül zülfü sevdasına sürünür
Dimi sükker ol lebleri bale ben

Ateş-i aşk ile sinem dolalı
Hasret ile sararıp da solalı
Ben sevda-i aşka zebun olalı
Düştüm türlü türlü garip hale ben

Aşık Ömer hasbıhalim söylerim
Akıbet cismimi üryan eylerim
Hakikiyim ben mecazı neylerim
Baki kalmam bu hırkayı şale ben

Aşık Ömer - Be Gaziler Aşka Düşeldenberi

Be gaziler aşka düşeldenberi
Cam- ı mihnet bana yar oldu gitti
Gam deryası serden aşaldanberi
Tutuştu vücûdum nar oldu gitti

Karban işlemez illerde kaldım
Garib Mecnun gibi çöllerde kaldım
Bir aceb şiddetli yollarda kaldım
Dört yanım işlemez kar oldu gitti

Hastadır vücudum zinde değildir
Zahmim yüreğimde tende değildir
Akl ü fikrim dersen bende değildir
Yarim ağyar ile yar oldu gitti

Ey Ömer artırdım ah ü feryadı
Ayyuka çıkardım nale vü dadı
Melamet dumanı serim kapladı
Bu dünya başıma dar oldu gitti

Aşık Ömer - Bahar Oldu Düstük Dile

Bahar oldu düstük dile
Sen de efgan eyle bülbül
Har elinden gonca güle
Sikayetin söyle bülbül

Kar kalmadi yüce dagda
Firsati fevtetme çagda
Seyranda bahçede bagda
Gönlümüzü egle bülbül

Nazli dilber benden kaçar
Adulara gögsün açar
Günümüz zar ile geçer
Hep asiklar böyle bülbül

Gönül ayrilmaz yarinden
Zevki var askin elinden
Ömer bilür kus dilinden
Her ne dersen söyle bülbül

Aşık Ömer - Ayırdın Felek (Dad Elinden)

Dad elinden kime idem şikayet
Beni diyarımdan ayırdın felek
Ne gözde uyku var ne tende rahat
Sabr ü kararımdan ayırdın felek

Bî- vefa köhnezen değil mi adın
Akıbet alemde kime yaradın
Netsen gerek dahi nedir muradın
Öz ihtiyarımdan ayırdın felek

Bir aşık isterse vasl-ı habibi
İbtida derd ü gam olur nasîbi
Komadın halinde bu ben garîbi
Sevgili yarimden ayırdın felek

Bana bu gurbeti mesken eyledin
Hemdemimi ah ü şîven eyledin
Gözüme alemi külhan eyledin
Bağ u baharımdan ayırdın felek

Bu Ömer' i beter kıldın ölümden
Şimdengerü kurtul imdi dilimden
Bir servi kametim aldın elimden
Hasılı varımdan ayırdın felek

Aşık Nursani - Yürü Yalan Dünya

Yürü yalan dünya bunca gamin ne
Yasamdan umudu keser olmusum
Güzel idim çirkin gözle görüldüm
Aynada yüzüme küser olmusum

Asilmaz engelden asirdin beni
Diyardan diyara kosturdun beni
En son sevdalattin costurdun beni
Deli poyraz gibi eser olmusum

Nursani'yem bir kenara attilar
Pahaliyken ucuz gibi sattilar
Sonunda hismedip tasa tuttular
Kalmadi mecalim susar olmusum

Aşık Nursani - Yardan Haberiniz Var Mı

Ben silayi silasiz da yasarim
Yarden haberiniz var mi daglar
Askiyla gezmisim bunca diyari
Yarden haberiniz var mi daglar

Esim dostum asiretim silada
Kuzularim melesir mi yaylada
Bilir misin usul boylu nerede
Yarden haberiniz var mi daglar

Duydum düz ovayi çimen bürümüs
Boztepe'nin kari erken erimis
Gurbet elin ayriligi zor imis
Yarden haberiniz var mi daglar

Nursani'nin nuru dogmaz basina
Hasret oldum topragina tasina
Gündüz hayalime gece düsüme
Yarden haberiniz var mi daglar

Aşık Nursani - Şu Dünyada Yalnız Kaldım

Su dünyada yalniz kaldim
Mezara koymayin beni
Hep soydular senelerce
Yikarken soymayin beni

(Baglanti)
Ne çok bildim ne unuttum
Ne kaybettim ne de üttüm
Her bir sirri gizli tuttum
Kötüye yormayin beni

Böyle geldim gidiyorum
Hakka borcum ödüyorum
Küfür isyan ediyorum
Uzaktan duymayin beni

Baglanti

Nursani'yem cosarim ben
Kaç dünya var sasarim ben
Ölü bin yil yasarim ben
Ölenden saymayin beni

Baglanti

Aşık Nursani - Senin

Gönül yalin yaya nere gidersin
Onca engellerin düzlü mü senin
Ele güne karsi güzel sevilmez
Onca sevdiklerin gizli mi senin

Uzak dur kötünün pesinde kosma
Önceden hesap gör sonradan sasma
Sana canim demeyene yanasma
Candaslarin iki yüzlü mü senin

Nursani'nin nurundaki nardayim
Sen nerdeysen can can ben de ordayim
Sen olmasan cehennemde dardayim
Imdadin Hizir'dan hizli mi senin

Aşık Nursani - Sebep Sen Oldun

Bu hale gelmeme sen sebep oldun
Tufan misin yagmur musun sel misin
Kötü günlerimi bir firsat bildin
Düsman misin dost mu bilmem el misin

Inandim sözüne candan dinledim
Düseli sevdana nice inledim
Ne oldugun meçhul sanma anladim
Sazimda inleyen sirma tel misin

Bir defa kötüye çikinca adim
Kalmadi burada düzenim tadim
Sana erismekti en son muradim
Yoksa Nursani'ye sen ecel misin

Aşık Nursani - Özlemişim Yavruları

Özlemisim yavrulari
Gelse oglum kizim n'olur
Vardir verin kagit kalem
Yare mektup yazin n'olur

(Baglanti)
N'olur n'olur n'olur n'olur
Kara bahtim ak mi olur
N'olur n'olur n'olur n'olur
Böyle kötü baht mi olur

Yem ettiler kusa kurda
Simdi esir kaldim burda
Düsmüsüm bilinmez bir derde
Mezarimi kazin n'olur

Baglanti

Nursani'yim biktim canda
Tat almadim su cihanda
Nesimi'ye döndüm anda
Derisini yüzün n'olur

Baglanti

Aşık Nursani - Nazlı Yarim Karaları

Nazli Yarim Karalari
Baglar Mola Benim Için
Baba Diyen Yavrularim
Aglar Mola Benim Için

Büken Büktü Bileyimi
Giydim Ecel Yelegini
Hasta Anam Yüregini
Daglar Mola Benim Için

Nursaniyem Ahuzarim
Çiçeyime Konmaz Arim
Baba Diyen Yavrularim
Aglar Mola Benim Için

Aşık Nursani - İstersen (Ne Kefen İsterim)

Ne kefen isterim ne de bir tabut
Ben öldükten sonra yakin istersen
Degisik bir madde olur kalirim
Açip mezarimi bakin istersen

Ben insan dogmusum bundan hakka ne
Dogadan senaryo hakka saha ne
Öte dünya varmis bir de daha ne
Delinin birisi takin istersen

Üfledim ötmedi elin düdügü
Geçemedim engelleri gedigi
Bana çirkin elin güzel dedigi
Bir de benim gözle bakin istersen

Nursani insanlar dogar da ölür
Bir varlik ölünce bir sekil alir
Her neden korkarsan basina gelir
Tüm zaman zarfinda sakin istersen

Aşık Nursani - Gönül Yalın Yaya Nere Gidersin

Gönül yalin yaya nere gidersin
Onca engellerin düzlü mü senin
Ele güne karsi güzel sevilmez
Onca sevdiklerin gizli mi senin

Uzak dur kötünün pesinden kosma
Önceden hesap et sonradan sasma
Sana canim demeyene yanasma
Yandaslarin iki yüzlü mü senin

Nursani'nin nurundaki nardayim
Sen nerdeysen can can ben de ordayim
Sen yoksun ya cehennemde dardayim
Imdadin hizirdan hizli mi senin

Aşık Nursani - Gökyüzü Yırtıldı Umman Delindi

Gökyüzü yirtildi umman delindi
Surada dünyanin kaç günü kaldi
Insanligin adi bir bir silindi
Gayri halimizin aç günü kaldi

Hoyrati söylersen derler mi gazel
Güzel seven gözle görünür güzel
Namussuzu kimse sevmezdi ezel
Simdi basimiza taç günü kaldi

Rüsvetin adini yaptik hediye
Kiziyorlar neden almadin diye
Hakime savciya hem de kadiya
Kervanci yolunda baç günü kaldi

Küçük durma cüce diye ezerler
Etrafina düsman tabur dizerler
Kuruluysa düzenini bozarlar
Simdiki zamanin güç günü kaldi

Nursani'yem sorgum varsa sorulur
Hesabim da defterim de dürülür
Hakkin kuvvetine o gün varilir
Cehennemde yanan sac günü kaldi

Aşık Nursani - Gel Hünkarım

Özü hakka bagladim ben
Gel hünkarim sahidim ol
Kusuruma sevabima
Gel hünkarim sahidim ol

Dost selamin vermez oldu
Tabip saram sarmaz oldu
Birsey gözüm görmez oldu
Gel hünkarim sahidim ol

Nursani'yem bu cihanda
Ne olduysa oldu gamda
Saldirdilar dört bir yanda
Gel hünkarim sahidim ol

Aşık Nursani - Ceylan (Yavrum Deyi Deyi)

Su yarali ceylan neden oy oy
Meler yavrum deyi deyi
Figaniyla dagi tasi uy uy
Deler yavrum deyi deyi

Emekleri gitmis bosa oy oy
Aglar gezer kosa kosa
Kafasini tastan tasa uy uy
Çalar yavrum deyi deyi

Nursani'yi yakma ceylan oy oy
Öyle mahsun bakma ceylan
(Dagi tasi yikma ceylan)
Gözün yasli bakma ceylan uy uy
Sasar yavrum deyi deyi

Aşık Nursani - Bu Sene De Bu Diyara Takıldım

Bu sene de bu diyara takildim
Eller umudumu kesmen ne olur
Ta dogustan yar askina yakildim
Diller umudumu kesmen ne olur

Etme bunu her cezama raziyam
Ben asigam askim asik saziyam
Anasin yitirmis emlik kuzuyam
Yollar umudumu kesmen ne olur

Nursani'yem karar veremez oldum
Kocadim yaslandim yaramaz oldum
Yarin bahçasina varamaz oldum
Güller umudumu kesmen ne olur

Aşık Nursani - Bu Sabah Da Geçti

Bu sabah da geçti posta gelmedi
Mektubunu bekliyorum her sabah
Ömre dayan dedim daha yilmadi
Kapilari yokluyorum her sabah

Nursani'yem derdim inmez yariya
Günes gerek karli daglar eriye
Gam kervanim yola düsmüs nereye
Gam yükünü yüklüyorum her sabah

Aşık Nursani - Bir Yanım Tutmuyor

Bir yanim felçlidir bir yanim tutmaz
Su kocaman ömrüm yel gibi geçti
Yalvardim Allaha bir fayda etmez
Tepeledi beni el gibi geçti aman

Kiraç tarlalarda ekin ekildi
Dün dikilen fidan bugün söküldü
Esim dostum benden geri çekildi
Nursani alemden kör gibi geçti

Aşık Nursani - Beter İmiş Askın Narı

Beter imis askin nari
Yandim yanacagim kadar
Her güzelin cilvesine oy oy
Kandim kanacagim kadar

Hemi yakti hem üsüttü
Onca yükünü tasitti
Temmuzda beter kis etti oy oy
Dondum donacagim kadar

Nursani'yim tasladilar
Kemirmeye basladilar
Etrafimi hasladilar
Yandim yanacagim kadar

Aşık Nursani - Barışak (Barak)

Gözlerin kan kokar yüregin tastan
Sen çikardin beni ilk defa bastan
Sonunda galipsin sen bu savastan
Pes eyledim gel de n'olur barisak

Yüregime ates koydun yaniyor
Beni gören deli olmus saniyor
Bayram geldi alem gülüp oynuyor
Yas eyledim gel de n'olur barisak

Aşık Nursani - Ana Yasamız Baba Yasamız

Emretti Kenan Pasa yeni bir anayasa
Oy vermeyen hapise oy vermeyen Kudüse
Aneee yasamiz babooo yasamiz
Oy verdik ki asaniz he dedik ki asaniz

Washington emir etti is verenler diretti
Aldi kaçti üretti
Anaaa yasamiz babooo yasamiz
Oy verdik ki asaniz he dedik ki asaniz

141 142 beni de yardi belki
Öyle kanli yasa ki
Anaaa yasamiz babooo yasamiz
Oy verdik ki asaniz

Der Nursani bu yasa hangi ülkeden ise
Gel gör çürümediyse sahin yasasi
Somozo yasasi Evren ana yasasi
Torur patron kasasi

Aşık Nursani - Ağlatma Gelem

Etme Kurban Olayim Dost
Aglatma Gelem Gelem
Tutup Elim Kollarimi
Baglatma Gelem Gelem
Yarama Bosa Melhem
Sürme Kar Etmez Dost Dost

Bir De Sen Çektirme Yeter
Sevdan Bende Yanar Tüter
Cehennem Narindan Beter
Aglatma Gelem Gelem
Yarama Bosa Melhem
Sürme Kar Etmez Dost Dost

Nurseniyem Bu Töremi
Yakanlar Yakti Çirami
Sinemde Gizli Yarami
Kanatma Gelem Gelem
Yarama Bosa Melhem
Sürme Kar Etmez Dost Dost

Aşık Nursani - Adına Bir Çizik Çektim

Yalanla yeminle nara yaktigim
Sözlerini bile bile unuttum
Usanmazdim saatlerce baktigim
Gözlerini bile bile unuttum
Unuttum adina bir çizik çektim

Sana çok bagliydim ümidim vardi
Onun için bu can sana yalvardi
Ömrümün üstünde yillar yol aldi
Izlerini bile bile unuttum
Unuttum adina bir çizik çektim

Yüregime kazdim senin adini
Ben almadim alan alsin tadini
Terkeyledim en sevdigim kadini
Yüzlerini bile bile unuttum
Unuttum adina bir çizik çektim

Aşık Nihani - Oldu Yine

Elveda zamani geldi yanasti
Asacagim daglar kar oldu yine
Münevver ahbaplar fazla san açti
Dedigim tekellüm dur oldu yine

Hayir olsun o yar bize uc olur
Böyle hasret kalsam halim nic'olur
Konusup da ayrilmasi güç olur
Bu dünya basima dar oldu yine

Der Nihani bakin ah figanima
Bir aman bulunmaz bu hicranima
Ayrilik yetisti degdi canima
Sinemin sehrinde pir oldu yine

Aşık Nihani - Olaydım

Gözüme görünür canan illeri
Bu saat bu dakka onda olaydim
Bu nasil hayaldir bu nasil rüya
Konusurken ben o yanda olaydim

Gece gündüz hasret çektim narina
Ansizin düsmüsüm askin turuna
Bend olduk Bardiz'a körü körüne
Her dedikçe ben Afgan'da olaydim

Hayran oldum kavimine soyuna
Necip selatina uzun boyuna
Han kizlari gider hergün toyuna
Hazir ben de bir pünhanda olaydim

Nihani'ye kim söz diyor kim haber
Sürur kenar durur rast gelir keder
Her daim yastadir bagli sim kemer
Bele bagli o gerdanda olaydim

Aşık Nihani - Kırk Üç Yıldir Bu Sevdaya Düşeli

Kirk üç yildir bu sevdaya düseli
Ya Allah ya Seddar diyer gezerim
Üç tek dervis gördüm aski neseli
Onlar ne derlerse yazar gezerim

Arabi kibleye çevirdim yüzü
Yar atesi yakti kavurdu bizi
Sehir-i Afgan'da Emirhan kizi
Mihriban yarimi sorar gezerim

Kimse bilmez ne hayale vuruldum
Emsali yak bir cemale vuruldum
Iki mim, bir ha, bir dal'a vuruldum
Bunun için diyar diyar gezerim

Bizler derd ehliyiz Yezdan askina
Gökleri direksiz tutan askina
Medine sehrinde yatan askina
Yüzümü yerlere sürer gezerim

Ben almisam bu badenin tadini
Duymayan kalmadi bu feryadimi
Ahmet Mehmed Muhammed'in adini
Yaralara merhem sürer gezerim

Aşık Nihani - Keklik Gibi Kanadımı Üzmedim

Keklik gibi kanadimi üzmedim
Doya doya bu dünyada gezmedim
Bes yavrumun hiç birinden bezmedim
Al kanlar içinde kaldim gel beyim

Al kanlar içinde oldu bu yazi
Bunu esidenler aglasin bazi

Aksam oldu makineye oturdum
Bes yavrumu yatagima yatirdim
Besini de kizil kana batirdim
Al kanlar içinde kaldim beyim

Aklima düsende bu kara yazi
Bunu esidenler aglasin bazi

Penceremin perdeleri dürülmüs
Kanli eller duvarlara surülmüs
Bes yavrumun kafalari yarlmis
Al kanlar içinde kaldim gel beyim

Aklima düsende sizlar yüregim
Nerelerde kaldin ah Mehmet Beyim

On örük saçimi elimle ördüm
Basima geleni rüyamda gördüm
Mehmed Bey sehirden geliyor sandim
Al kanlar içinde kaldim gel beyim

Düsmanlarim bacalarda gezdiler
Mehmud Beyin gittigini sezdiler
Bes yavrumu bir siraya dizdiler
Al kanlar içinde kaldim gel beyim

Aşık Nihani - Hazin Hazin Esen Gece Yelleri

Hazin hazin esen gece yelleri
Bu agir kis yaz olsun da geleyim
Sevdigimin pek müsküldür halleri
Küskün gönlüm haz olsun da geleyim

Bad-i saba yare söyle cevabi
Asik ma'sukunu arzular, tabi
Dar günde yetisir Hizir-i Nebi
Inis yokus düz olsun da geleyim

Izhar olmamisam hala Nihan'im
Canim size kurban esim, yaranim
Gelmege birakmaz sabi-sübyanim
Bunlar bütün vaz olsun da geleyim

Diyar-i gurbette sefil sergardan
Aglarim vatandan aralaninca
Bir yandan gam gelir bir yandan hicran
Güldürmez takdirim karalaninca

Sen beni unutma yar kerem eyle
Perisan halimi gör kerem eyle
Elinle yaremi sar kerem eyle
Hasretten cigerim yaralaninca

Gam bahrina daldim durmaz yüzerim
Mecnun oldum Leyla ile gezerim
Ey Nihan hakiki candan bezerim
Hasretle derd ü gam siralaninca

Aşık Nihani - Hazin Hazin Esen Aksam Yelleri

Hazin hazin esen aksam yelleri
Mevlayi seversen dur bad-i saba
Bilmem ne haldedir yarin halleri
O yarin hatirini sor bad-i saba

Gelenden gidenden sual et bana
Bu yil bagindadir çekil kenara
Devasiz derdime olur mu çare
Huzurunda boyun bur bad-i saba

Yedi yerden saril yarin beline
Selam söyle ulusuna, iline
Siyah müylarini zülfün teline
Nazik es zülfüne vur bad-i saba

Aşık Nihani - Hana Rahmoylerse

Hana rahmoylerse ustad-i sahim
Kereminden lutf u ihsan gözlerim
Kubbe-i sinemde sen sems u mahim
Ziya versen, mah-i taban gözlerim

Sinemde yapdilar gamlardan rafi
Yandi can bedenim, mahvoldu safi
Derler asiklarin sensin sarrafi
Mücevher satmaya meydan gözlerim

Nihani'yem düsdüm feryad ü zara
Taliim aksine iknblim kara
Bana da güç oldu kavusmak yara
Yevm-i mahser ulu divan gozlerim

Aşık Nihani - Gözlerim (Bana Rahmeyleyen)

Bana rahmeyleyen üstad-i sahim
Kereminden lütf u ihsan gözlerim
Kubbe-i sinemde aksam siyahim
Ziya versen mah-i taban gözlerim

Sinemde yaptilar gamlardan rafi
Yandi can bedenim mahvoldu safi
Sana derler asiklarin sarrafi
Mücevher satmaya meydan gözlerim

Nihani'yim düstüm feryad-i zara
Talihim aksinde ikbalim kara
Bana da güç oldu kavusmak yare
Yevm-i mahser ulu divan gözlerim

Aşık Nihani - Geldi Ha Geldi

Sükür olsun yaradana çok sükür
Telli Mihribanim geldi ha geldi
Yaralarim firkat buldu sulandi
Dertlere dermanim geldi ha geldi

Benim yarim güzellerden seçilmis
Cennetten boyuna hülle biçilmis
Al yanakta taze güller açilmis
Afet-i devranim geldi ha geldi

Bilmem uykuda mi yoksa uyaga
Felek beni atti her renk boyaga
Hasta oldum kalkabilmem ayaga
Cesette bu canim geldi ha geldi

Nihaniyim içtim kirklar tasindan
Gönül vazgeçmiyor gara libasindan
Maral ürker olmus avci sesinden
Sürmeli ceylanim geldi ha geldi

Aşık Nihani - Ey Kardaşlar Size Tarif Edeyim

Ey kardaslar size tarif edeyim
Artti bende ah u zari gurbetin
Bir derdim bin oldu nasil edeyim
Aglamaktir beraberi gurbetin

Gurbetin kahrini herkes bilemez
Ipek gömlek olsa kimse giyemez
Kimse gurbet ele düsmek dilemez
Odu batsin bu diyar-i gurbetin

Der Nihani, gurbet elde kalanda
Hasretlik dalgasi kanun çalanda
Garip yerde bas yastiga gelende
Haram olur helal kari gurbetin

Aşık Nihani - Ey Güzeller Sahi

Ey güzeller sahi sen gibi güzel
Aranilsa bu cihanda bulunmaz
Kudretinden halkeylemis Lemyezel
Sen gibisi bu zamanda bulunmaz

Güzellikte sastim senin isine
Kivircik perçemin inmis kasina
Güzellik beladir senin basina
Dost arasa her düsmanda bulunmaz

Gökteki melekler sana hizmetçi
Misali gilmanin dislerin inci
Seni gören der ki gevher satici
Hasret olur bir derman da bulunmaz

Nihani'yi yaktin yandirdin kuzu
Sendeki nezaket öldürdü bizi
O nurlu cemali o sahin gözü
Yer yüzünde her insanda bulunmaz

Aşık Nihani - Duldalanma Yar Mevlayı Seversen

Duldalanma yar mevlayi seversen
Yandirir cihani Sam'i gözlerin
Ahiri mevtime sebep olursun
Tek bana gösterme gami gözlerin

Sarar belik ak gerdana yaslanir
Deli görse mah cemalin uslanir
Samsun Diyarbekir Van'dan seslenir
Belli her tarafta ünlü gözlerin

Gamzelerin öldürmeye yay tutar
Didem yasi umman olmus çay tutar
Beni görür gözün yumar huy tutar
Beladir basima peri gözlerin

Bilemedim Sümmani'nin suçu ne
Üç güzele taratmistir saçini
Sarayidim al besigin içini
Sallasan uyusam nenni gözlerin

Aşık Nihani - Dinle Nizamettin Bir Bak Sözüme

Dinle Nizamettin bir bak sözüme
Yetisir vatanda fidan olursun
Ananin babanin görün gözüne
Rutbe-i imzada insan olursun

Maarif mektebe edisin devam
Türkçe Fransizca lüzumlu kelam
Farisiye, fenne edersen devam
Mukaddes vatanda irfan olursun

Sorsalar Nihani sevdigin kimdir
Sevdigim dostumun delili Cimdir
Sevdigim Eliftir sevdigim Mimdir
Anlarsan gönülden kurban olursun

Aşık Nihani - Çıkarım Bakarım Efgan Görünmez

Çikarim bakarim Efgan görünmez
Yagar eser karli daglar hey vah hey
Gizlidir Hüda'nin sirri bilinmez
Ölen oldu gözler saglar hey vah hey

Yardan ayrilanlar bi-karar olur
Hasretlik çekenler tarumar olur
Asacak daglarim harli kar olur
Geçilmez sular buz baglar hey vah hey

Nihani'yem yandim kendi narima
Duman, pus burudu sag ve soluma
Melul Mihriban'im bakar yoluma
Ah çeker yürekten aglar hey vah hey

Aşık Nihani - Bu Nasıl Ayrılık Bu Nasıl Zulüm

Bu nasil ayrilik bu nasil zulüm
Bu ahvale ermeden mi öleyim
Sehir-i Afgan'a açilmaz yolum
Yar sehrine girmeden mi öleyim

Iraktan iraga onu seslerim
Kumru kugular gibi kafeslerim
Kirk üç yildir ben bir fidan beslerim
Bak verecek dermedin mi öleyim

Der Nihan kapinda olmusam sail
Acep bu murada kum oldu nail
Doldu müddet canim alir Azrail
Ya ben yari görmeden mi öleyim

Aşık Nihani - Bir Mektup Yaz N’olur

Bir mektup yaz n'olur sehr-i Afgan'a
Bu yil çiksin yaz olsun da geleyim
Bu kadar siteme can mi dayanir
Melül gönlüm saz olsun da geleyim

Asik ma'sukunu arzular tabi
Bagri yaniklarin çikar kitabi
Tutarsa kolumdan o Hizir Nebi
Dere, tepe düz olsun da geleyim

Nihani'yim halim hiç olur mu sus
Kalkmadi basimdan ne duman ne pus
Ecnebi dagilsin, yikilsin Urus
Bir taraftan iz oIsun da geleyim

Aşık Nihani - Bin Dokuz Yüz Elli

Bin dokuz yüz elli tarih bir zaman
Seyyahimda hüb seyranim Cilavuz
Cennet gibi dört tarafin bag bostan
Çok çekerdim arzimanin Cilavuz

Serefi pek güzel paki pakine
Hayran oldum elvanina ekine
En basta çalisir motör, makine
Her tarafa cereyanin Cilavuz

Ne kadar methetsem o kadar gökçek
Lalesi sümbülü ziyneti gerçek
Her türlü renk vermis çesitli çiçek
Sevilecek var elvanin Cilavuz

Maarif mektebe eyleyin devam
Türkçe Fransizca lüzumlu kelam
Galibiyet fenni edersiz tamam
Öldür kalmaz hiç düsmanin Cilavuz

Bunlari söyledi Nihani kendi
Muallimleri hos sekerler kondu
Direktor muhterem Nazim Efendi
Canip Bey'e bu destanin Cilavuz

Aşık Nihani - Benim Cananımı Medhe

Benim cananimi medhe ne hacet
Bulunmaz menendi misali yarin
Ölmeden gene bir etsem ziyaret
Hacilar Kabesi cemali yarin

Yanagin görenler çekmez mi zar
Yaldir ya seker agzinin bari
Cehennemden beter hasretin nari
Sekiz cennet deger visali yarin

Böyle cemal hiçbir yanda bulunmaz
Batum Tiflis Gürcistan'da bulunmaz
Payitaht-i Al'Osman'da bulunmaz
Akar leblerinden zülali yarin

Nihani daldikça derine daldi
Sevdali gönlümü uzaga saldi
Ah çeker rüyada merakta kaldi
Dilden eksik olmaz hayali yarin

Aşık Nihani - Ben Mecnun’um

Ben Mecnun'um bir Leyla'ya vurgunum
Bu çölleri geze geze gelmisem
Sözlerimi isit güzel torunum
Bu sabah sohbete söze gelmisem

Ne kadar sevindin beni göreli
Üç taneniz sanki dünya marali
Ilim irfan görmüs yollu töreli
Seçili haneye bize gelmisem

Aman efendi dur yazma destani
Bizden evvel gelip gidenler hani
Dokuz yüz elli bir bahar zamani
Misafir Nihani size gelmisem

Aşık Musa Aslan - Yüce Dağ Başında Yağan Kar

Yüce dağ başında yağan kar olsun
Yar bana darılmış ömrü varolsun
Bana yar olmayan kime yar olsun
Sanki kunduramın bir mıhı düştü

Varamıyom sana iğdeli gelin
Eli deste deste buğdalı gelin

Her zaman bağlanır mavili yazma
Yar gelip geçtikçe yüreğim ezme
Vebalim boynuna yadınan gezme
Merhametsiz elinden de yaram var

Varamıyom sana iğdeli gelin
Eli deste deste buğdalı gelin

Aşık Musa Aslan - Selam Verdik Kadem Bastık

Selam verdik kadem bastık bu yere
Söyle aşık bu kamiller yeridir
Kurban olam yanındaki şu pire
Söyle kardeş bu kamiller yeridir

(Bağlantı)
Yar yar nazenim
Yar yar güzelim
Yar yar bir eylen eylen

Cehteyle ki kamillere yetesin
Metaını kıymetiyle satasın
Erbabının nasihatın tutasın
Söyle kardeş bu kamiller yeridir

Bağlantı

Osmani'yim pirden dolu içerim
Dört kitabın manasını seçerim
Ağzımdan dilimden cevher saçarım
Ben de bildim bu kamiller yeridir

Bağlantı

Aşık Musa Aslan - Hay Edüben Meydan Harman

(Hey) Hay edüben meydan harman başında duran
(Canan bir duran)
Ağlar ağası yanımda gerek
Bir eliynen yedi {aman) geyim nal gıran
Böğün demircioglu yanımda gerek

(Hey) Padişah bakışlı (aman) eli barutlu
(Canan banitlu)
Demir aslan huylu gablan sufatlu
Cintiya kılıçlı (aman) golü guvvatlu
(Canan guvvatlu)
Böğün köse kenan yanımda gerek

(Hey) Köroğlu'yum adım adım iruşen ali
Ayvaz'ı görmesem olurum deli
Hezeran galkanlı (aman) eli cidali
(Canan cidali)
Böğün eşabalı yanımda gerek

Aşık Musa Aslan - Gökyüzünde Bölük Bölük Turnalar

Gökyüzünde bölük bölük turnalar
Leyli leyli turnalar turnalar ey
Nerededir meskeniniz eliniz
Bir name yazayım yare götürün
Leyli leyli götürün götürün ey
Dost eline uğrar m'ola yolunuz
Telli turnam gökyüzünün gülüdür
Leyli leyli gülüdür gülüdür ey
Elsi konducağı Bağdat elidir
Gözüm yaşı mahramalar çürüdür
Leyli leyli çürüdür çürüdür
Aşamazsan telli turnam dön geri

Aşık Musa Aslan - Felek Şad Olacak

Felek şad olacak günün görmedim
Garip gönlüm bir efkara düşürdün
El uzatıp gonca gülün dermedim
Bülbül gibi intizara düşürdün

Bir zülfü siyahım elimden aldın
Günahım ne idi hey zalim n'oldun
Ahirinde beni gurbete saldın
Akıl almaz bir diyara düşürdün

Akıl ermez şu feleğin işine
Doyulur mu cümbüşüne cuşuna
Ahirinde ağu kattı aşıma
Eyup'a dert verip yara düşürdün

Aşık Musa Aslan - Ayrılığın Elinden

Gelmiş iken bu elleri gezeyim
Ölümünen ayrılığın elinden
Dertli yok ki şu derdimi yazayım
Ölümünen ayrılığın elinden

Ölüm yolu üstümüze uğrattı
Ciğerimi doğuz doğuz doğrattı
Ayrılık da yaşın yaşın ağlattı
Ölümünen ayrılığın elinden

Aşık Murat Çobanoğlu - Yaradan (Bir Dua Edim)

Ben bir dua edim siz amin deyin
Cümlemizi afeylesin yaradan
İsyanımız fazla amelimiz yok
Cümlemizi afeylesin yardan

Her zaman huzurda duran aşkına
Boynunu Mevla'ya buran aşkına
Hakk kelamı güzel Kur Çalışanlar temiz gider dergaha
Çobanoğlu el açıyor Allah'a
Cümlemizi afeylesin yaradan

Aşık Murat Çobanoğlu - Yan Canım (Bir Bağa Ki)

Bir bağa ki rüzgar terse vurursa
Dökülür gazeli soldu diyeler
Bir güzelin bahtı kara yazılsa
Toplanıp da hayıf oldu diyeler

Eyvah ey
Yan canım ey diyeler

(Bağlantı)
Olan olan bende vur
Olan bendi kaldır bende vur
Doksan dokuz yaram var
Al hançeri sen de vur
Eyvah ey sen de vur

Yandı kara bağrım yandı tunç oldu
Gezdim bu dünyayı sonu hiç oldu
Derler bu gülistan şimdi nic'oldu
Kalmadı dünyada soldu diyeler

Eyvah ey
Yan canım ey diyeler

Bağlantı

Aşık Murat Çobanoğlu - Yakar Mı Yakar

Mevlam emreylese gökte güneşe
Zerresi dünyayı yakar mı yakar
Kamber Arzu için suda boğuldu
Mecnun da Leyla'yı yakar mı yakar

Bir yanı ışıktır bir yan karanlık
Bazı su durudur bazı bulanık
Kuşlar havadadır sularda balık
Ah çekse deryayı yakar mı yakar

Çalışıyor görür müsün arıyı
O da sever çiçeklerden sarıyı
Bir ana kuş görmez ise yavruyu
Daldaki yuvayı yakar mı yakar

Dünya aynı yerde durur ha durur
Güneşin ateşi her yan kurutur
Esmez ise rüzgar yağmazsa yağmur
Ekinler tarlayı yakar mı yakar

Aşık olan kurtulur mu sızıdan
Ne anladın gönlüm sen bu yazıdan
Bir koyun var ki ayrılırsa kuzudan
Meleşir yaylayı yakar mı yakar

Çobanoğlu gündüz olur gecesi
Ne yandan geliyor bu acı sesi
Bir evladın olur ise acısı
Anayı babayı yakar mı yakar

Aşık Murat Çobanoğlu - Neyine Güvenem Yalan Dünyanın

Neyine güvenem yalan dünyanın
Kerem'i yandırıp kül etmedi mi
On bir ay bülbülü ettirdi feryat
Gül için bülbülü lal etmedi mi

Bülbül aşık idi gonca güllere
Arzusun söylerdi esen yellere
Mecnun Leyla için düştü çöllere
Ferhat'a dağları yol etmedi mi

Çobanoğlu yaram döndü çıbana
Kurduğum bağlarım oldu virane
Kardeşi Yusuf'u attı zindana
Kaderi Mısır'da kul etmedi mi

Aşık Murat Çobanoğlu - Mümkün Değil (Feleği Sakı)

Feleği sakı tanırım elde ecel şerbeti
Cesaret edip bir kulun içmesi mümkün değil
Bir yanın meyhane gördüm bir yanın mescithane
Akıl ermez bu dünyaya seçmesi mümkün değil

Öyle bir ziya gördüm ki zeminden arşa kadar
Hepsi bir noktada mevcut incele hükmün kadar
Ne çeken var ne götüren yol almış giden katar
Dayaksız bir köprü gördüm geçmesi mümkün değil

Çobanoğlu cahil ile sakın girme iddaya
Bir avuç toprak döksen ne yapar bir deryaya
Herkesin arzusu vardır çıka köşke saraya
Kilidi var anahtar yok açması mümkün değil

Aşık Murat Çobanoğlu - İster Benden (Sevdiğim Yar Bana)

Sevdiğim yar bana göndermiş name
Rüzgar dokunmamış dal ister benden
Bir lezzet olmasın onun tadında
Hiç arı görmemiş bal ister benden

Ne bir çiçeğim var ne de bir bağım
Ne bir sedirim var ne de konağım
Ne bir yuvam vardır ne de otağım
Al kuşam içinde şal ister benden

Kaşları kemandır kipriği oktur
Feleğe karşılık oyunum yoktur
Bir kuzu bulamam koyunum yoktur
Yine de bir sürü mal ister benden

Ben bu gidiş ilen nereye varam
Derman bulabilmem yaramı saram
Ne bir çölüm vardır ne bir sahram
Yine yüce dağdan yol ister benden

Bu fani dünyada çoktur zararım
Ne bir kazancım var ne de bir karım
Ne bir ağacım var ne de yaprağım
Yazın kışın solmaz gül ister benden

Çobanoğlu'yum ben iz bulabilmem
Kışın çok ararım yaz bulabilmem
İnsanlarda doğru söz bulabilmem
Yalan söylemeyen dil ister benden

Aşık Murat Çobanoğlu - Gözlerin (Havam Ey Karanlık)

Havam ey karanlık yolum karardı
Derdimi kapladı aman gözlerin
Hemen bakar bakmaz rengi sarardı
Benden mi bekliyor aman gözlerin

Gözlerin gözlerin aman gözlerin
O hilal bakışlı çimen gözlerin

Gözlerin ne malmış damlası tasta
Bir name gönderdim verdim ey posta
Sevdanın elinden vücudum hasta
Benden mi bekliyor aman gözlerin

Gözlerin gözlerin aman gözlerin
O hilal bakışh çimen gözlerin

Bu nasıl sevdadır nasıl hararet
Bu nasıl cilvedir nasıl hareket
Bu Çobanoğlu'na olmuşsun cellat
Benden mi bekliyor aman gözlerin

Gözlerin gözlerin aman gözlerin
O hilal bakışh çimen gözlerin

Aşık

Aşık Murat Çobanoğlu - Gör (İnsan Dedikleri)

İnsan dedikleri duvara benzer
Hele suvakları dökülsünde gör
Gördüğün her güzele aldanma
Saç ağarsın beli bükülsünde gör

Kara toprak insanları yoğurur
Vedası geleni bir bir çağırır
Arkası kuvvetli fazla bağırır
Dostları yanından çekilsin de gör

Demek ki dünyada olur dermanın
Birgün uyanırsın geçmiş zamanın
Bazı insan der ki ben bir aslanım
Ezrayıl peşine dakılsın da gör

Çobanoğlu kulak versen sözüne
Yazılanlar mutlak gelir yüzüne
Evde bile karı bakmaz yüzüne
Hele sırtın yere yıkılsında gör

Aşık Murat Çobanoğlu - Dertli Bülbül (Kerem Güzellemesi)

Dertli bülbül olmuş deli
Güle dolana dolana
Bezirgan yolun şaşırmış
Yola dolana dolana

Çekme kulun davasını
Yıkma kulun binasını
Mecnun buldu mevlasını
Çöle dolana dolana

Çobanoğlu can çekildi
Sinem tarlası ekildi
Saç ağardı bel büküldü
Bele dolana dolana

Aşık Murat Çobanoğlu - Boyun Eğer (İnsan Dedikleri)

İnsan dedikleri bir dağa benzer
Duman düşman olur yel boyun eğer
Bülbül olsan bile gönül bağında
Diken düşman olur gül boyun eğer

Merhametsiz yara sarılamazmış
Ecel yetişince durulamazmış
Yıkılan bir gönül kurulamazmış
Lisan düşman olur dil boyun eğer

Çobanoğlu açma sır elden gider
Uyarsan ağyara yar elden gider
Çarkın geri döner var elden gider
Zaman düşman olur el boyun eğer

Aşık Murat

Aşık Murat Çobanoğlu - Akşamdı Ezan Vahdı

Akşamdı ezan vahdı (oy aman oy aman ay amandı)
Goncalar gezen vahdı (o yarin gaş gözü ne yamandı)
Men o yari sevmişem (oy aman oy aman ay amandı)
Tarlalar hazan vahdı (o yarin gaş gözü ne yamandı)

Bu gelen haralıdı (oy aman oy aman ay amandı)
Dağların maralıdı (o yarin gaş gözü ne yamandı)
Eğil güzel bir öpim (oy aman oy aman ay amandı)
Yüreğim yaralıdı (o yarin gaş gözü ne yamandı)

Bu gelen nahır mıdı (oy aman oy aman ay amandı)
Saralan tahıl mıdı (o yarin gaş gözü ne yamandı)
Dediler yarin gelir (oy aman oy aman ay amandı)
Menzili yakın mıdı (o yarin gaş gözü ne yamandı)

Dağa çıktım ses gelir (oy aman oy aman ay amandı)
Goyun başbaşa gelir (o yarin gaş gözü ne yamandı)
Ne dedim zalım yarim (oy aman oy aman ay amandı)
O da mennen küs gelir (o yarin gaş gözü ne yamandı)

Aşık Mevlüt İhsani - Yar (Ağlaya Ağlaya Geldim)

Ağlaya ağlaya geldim yanına
Akan gözyaşımı silemedin yar
Zalimlik düşer mi senin şanına
Açtın da yaramı bilemedin yar

Ben seni severdim sen de yad eli
Seni de götürdü sevdanın seli
Gönül kemanına zülfünden teli
Çektin düzen ettin çalamadın yar

Ben sana yaklaştım sen benden kaçtın
Tazgın ceylan gibi dağlardan aştın
Coşkun nehir gibi köpürdün taştın
Gönül bahçesini sulamadın yar

Mevlüt İhsani'yi yaktın arada
Ben burda gamlıyım sen de orada
Aşık olan eremezmiş murada
Sen de muradını alamadın yar

Aşık Mevlüt İhsani - Üzgünüm (Gidenleri Eyleyemez)

Gidenleri eyleyemez
Yollar üzgün ben üzgünüm
Dertlerini söyleyemez
Diller üzgün ben üzgünüm

Cahil olan söze kanmaz
Yüz yaşar yine uyanmaz
Uçtu sunam geri dönmez
Göller üzgün ben üzgünüm

Kumaş seçtim çıktı parça
Ne kol çıktı ne de paça
Bağrım gibi parça parça
Şallar üzgün ben üzgünüm

Bunca gelen yiğit n'oldu
Kaderin dediği oldu
Bülbül uçtu gül de soldu
Güller üzgün ben üzgünüm

Mevlüt İhsan kara yazım
Yok kadere itirazım
Kara kılıf kara sazım
Teller üzgün ben üzgünüm

Aşık Mevlüt İhsani - Sonra (Ne Hastayım Ne Ölü)

Ne hastayım ne ölüyüm ne sağım
Sevda hançerini vurduktan sonra
Ne bahçeyim ne bostanım ne bağım
Felek dal budağım kırdıktan sonra

Vurma hançerini akmasın kanım
Asla ey olur mu sevda çıbanım
Yar gelsin üstüme çıkmadan canım
Gelmesin mezara girdikten sonra

Mevlüt İhsani'yi düşürdün yasa
Geceli gündüzlü bitmedi tasa
Demir çarık giyin demirden asa
Arasın sevdiğim öldükten sonra

Aşık Mevlüt İhsani - Sevdiğim (Aşkın Pervanesi)

Aşkın pervanesi döner serimde
Döndükçe od verir cana sevdiğim
Sevdan yüreğimde Kafdağı gibi
Deprenmiyor hiçbir yana sevdiğim

Ben senin derdinden oldum derbeder
Ne dizimde takat kaldı ne de fer
Gözlerin ayk oku kirpiğin hançer
Sevdan hedef tutmuş bana sevdiğim

Vurma aşk süngüsü akar al kanım
Ah u feryat ile çıkmaz mı canım
Ateşim yanıyor yoktur dumanım
Dolanırım yana yana sevdiğim

Yığılsa sarraflar bilmez kıymetin
Mağripten maşruka söylenir adın
Dostu bulmak kolay dost olmak çetin
Merhamet et şu İhsan'a sevdiğim

Aşık Mev

Aşık Mevlüt İhsani - Döne Döne (Haftalar Devrolur)

Haftalar devrolur yıllar devrolur
Çevrilir bu dünya boş döne döne
Dünya bir han yeri her gelen gider
İnsan döne döne kuş döne döne

Herkesin emanet vardır hanesi
Dünya emanettir toprak anası
Hayat bir değirmen insan danesi
Herkesi öğütür taş döne döne

Sayısı bilinmez devreden çağlar
Çiçekli ovalar dumanlı dağlar
Topraklar güldükçe insanlar ağlar
Akar gözlerinden yaş döne döne

Sen Mevlüt İhsan'a bak neler vardır
İnsanın çektiği feryattır zardır
Sevinme bahara sonrası kardır
Gelir insanlara kış döne döne

Aşık Mevlüt İhsani - Bana (Yanaktan Şeftali)

Yanaktan şeftali dudaktan buse
Sevdiğim ikramın az gelir bana
Açsam kollarımı sarsam boynuna
Bütün kış ayları yaz gelir bana

İnan şu sözüme ey şems ü mahım
Buluta dayandı feryadım ahım
Yıllardır çekerim nedir günahım
Bütün ahbaplardan söz gelir bana

Dün gece rüyayı ben gördüm yordur
Banan inanmazsan birine sordur
Ayrılık mı acı ölüm mü zordur
Sağlıkta bu acı köz gelir bana

Yaradan her zaman sevdiği kulla
Gönül postasında mektubun yolla
Dudağında ıslat elinle pulla
Göz açıp yummadın tez gelir bana

Dert ile gam ile biraradayım
Nerde aşık varsa ben oradayım
Üç beşli bir iki numaradayım
Mevlüt İhsani de düz gelir bana

Aşık Mevlevi - Zay Olan Ömre Yanarım

Sohbetler kurulup muhabet saçınca
Özümden gözümden taşıp yaş akınca
Hakkın tavafında bir gönülü yıkınca
Boş güne zay olan şu ömre yanarım

Varıp dost iline sersem bedestarı
O dostun can evinde kılsam nazarı
Düşündükce soğuk ölümü mezarı
Boş güne zay olan şu ömre yanarım

Medhi'dir Pir-i babam üstadım medhi
Biz bilmezik o kin öfke kem hiddeti
Bir gönülde kurmayınca dost mabeti
Boş güne zay olan şu ömre yanarım

Nuri Mevlevi çalar aşkın sazını
Duyan olmaz neden figan avazını
Kimse çekmez ey gönül senin nazını
Boş güne zay olan şu ömre yanarım

Aşık Mevlevi - Yunus Emre

Aramayın Yunus'u yadda yabanda
Yunus Emre Larende'de Karaman'da
Gönüllerde zikierlerde dualarda
Dervişlerin piridir o Yunus Emre

Yunus Emredir dervişlerin er başı
Çok kaynatmıştır tekkelerde nur aşı
Balım Sultan�ın dost Tabtuk�un yoldaşı
Aşıkların yaridir o Yunus Emre

Yunus bizim ilde Karaman'da kalmış
Nice aşıkları var elinden kanmış
Sevgi metaı hoşgörü miras kalmış
Gönüllerin eridir o Yunus Emre

Mevlevi der sadıklar ölmez hep diri
Yunus Emre onca sadıklardan biri
Aşıkların dövünür divane deli
Yarenlerin gülüdür o Yunus Emre

Aşık Mevlevi - Yakma Beni Nara Güzel

Yanarım aşkınla ezel
Yakma beni nara güzel
Ömür fani olur gazel
Yakma beni nâra güzel

Yapma güzel bunca nazı
Bulmadan baharı yazı
Akort tutmaz gönül sazı
Yakma beni nara güzel

Seyyah oldum aşkınla ben
Yanar dağa döndü sinem
Sakiler içtim dembedem
Yakma beni nara güzel

Mevlevi der üzme canı
Koyanlar gider bu hanı
Seversen güzel mevlayı
Yakma beni nara güzel

Aşık Mevlevi - Tüm Canlılar Seni Zikreder

Kainatı yoktan var eden Rabbim
Tüm canlılar seni seni zikreder
Muhammed Resulun kitabın Kur'an
Tüm canlı La İlahe İllalah der

Ol dersin olur olma dersin olmaz
Miskinler arayıp rızkını bulmaz
Kahharsın Hikmetine sual olmaz
Tüm canlılar Seni Seni zikreder

Dört kitabın hakim yedi kıtada
Cami de kilise de manastırda
Azametin görülür her canlıda
Tüm canlılar seni seni zikreder

Mevlevi kulundur mucrimi kulun
Gülşen bağında şakıyan bülbülün
Ayan ola meğer Rahmana halim
Tüm canlılar seni seni zikreder

Aşık Mevlevi - Teşekkürler

Bin dokuzyüz seksen yedi yılında
Kültürel şenlikler dil fuarında
Soğuk kış mevsiminin baharında
Çok andınız bizleri teşekürler

Gönderiyorum deste deste şiiler
Fakirlik zor geçimimi zehirler
Yaşlarım geçiyor çekmez gahirler
Çok andınız bizleri teşekürler

Ellerinden öperim Kültür Bakanım
Kültüre Sanata hizmetler yapanım
Fikir ve sözlere hak tanıyanım
Çok andınız bizleri teşekürler

Mevlevi�m ebedi sıraya girsem
Sizlere nameler şiiler versem
Nasip olsa bir oaralara gelsem
Çok andınız bizleri teşekürler



Aşık Mevlevi - Teşekkürler

Gönderen : adige_cale60

Bin dokuzyüz seksen yedi yılında
Kültürel şenlikler dil fuarında
Soğuk kış mevsiminin baharında
Çok andınız bizleri teşekürler

Gönderiyorum deste deste şiiler
Fakirlik zor geçimimi zehirler
Yaşlarım geçiyor çekmez gahirler
Çok andınız bizleri teşekürler

Ellerinden öperim Kültür Bakanım
Kültüre Sanata hizmetler yapanım
Fikir ve sözlere hak tanıyanım
Çok andınız bizleri teşekürler

Mevlevi�m ebedi sıraya girsem
Sizlere nameler şiiler versem
Nasip olsa bir oaralara gelsem
Çok andınız bizleri teşekürler

Aşık Mevlevi - Siz Onun Sonuna Bakın

Hele bakın şu hükalanın halına
Ne bülbül ne karga konar gülüne
Aldanmayın siz onun şeritine filmine
Hele durun siz onun sonuna bakın

Söz verir sözünde durmaz soytarı
Rüyası hububat darı ambarı
Yağmur yağar elbet eritir karı
Hele durun siz onun sanına bakın

İnsan olan insan yermez insanı
Sever canlıyı sever yaradanını
Körüklemiş gidiyor tamahını
Hele durun siz onun falına bakın

Sırtlanlar var kargalarla yarışır
Kablumbağa tazılarla yarışır
Ne sorar ne bir bilene danışır
Hele durun siz onun şanına bakın

Zalımın kurşunu mazlumu bulur
Bilmem ki ne desen zalıma nolur
Nizami alem de divan kurulur
Hele durun siz onun halına bakın

Aşık Mevlevi - Sevdalım

Melul mahsun gözlerine
Mana yüklü sözlerine
Nur saçan güzel yüzüne
Ben hayranım sevdalım dur

Pamuktan zarif ellerine
Endamlı narin haline
Tatlı şirin dillerine
Ben hayranım sevdalım dur

İnci mercan dudaklara
Al kırmızı yanaklara
Kınalı el parmaklara
Ben hayranım sevdalım dur

Mevlevi kul kurban sana
Sürer savurur devrana
İki cihanda sen bana
Yar olansın sevdalım dur

Aşık Mevlevi - Selam Var Selam

Şu dağlardan ovalardan
Bizlere selam var selam
Zikirlerden dualardan
Bizlere selam var selam

Mevlananın devranından
Mevleviler kervanından
Dost İbrahim kurbanından
Bizlere selam var selam

Hacılardan hocalardan
Nine hatun bacılardan
Güllerden ve goncalardan
Bizlere selam var selam

Zenginlerden fakirlerden
Halil Osman Bekirlerden
Farklı farklı fikirlerden
Bizlere selam var selam

Dehli sazım tellerinden
Dost bağının güllerinden
Sadık dosttan pirlerimden
Bizlere selam var selam

Karaman'dan Konya�lardan
Semalardan dünyalardan
Derya deniz ummanlardan
Bizlere selam var selam

Aşık Mevlevi - Ne Güzel

Varıp divan durunca önder Pirime
Dökülür göz yaşım aşkın nehrine
Metaı himmetli ol gönül şehrime
Dost elinden himmet almak ne güzel

Her günümüz bize coşkulu bir bayram
Hu dönüp süreriz rabbime dem devran
Derler ya sevene samanlıklar seyran
Dost elinden himmet almak ne güzel

Nuri Mevlevi Aşık üstadın sever
O dostun halleri meziyetli hüner
Zikirler yolunda sema tavaf döner
Dost elinden himmet almak ne güzel

Aşık Mevlevi - Mihmanım Mihman

Cihanı alemin darına geldim
Üç günlük viranda MihmanımMihman
Lütfu keremine narına geldim
Üç günlük viranda Mihmanım Mihman

Fani darı handa bir mihmaneyim
Gönlümün elinden dost divaneyim
Malını neyleyim mülkün neyleyim
Üç günlük viranda Mihmanım Mihman

Cihanı alemin seyrine durdum
Rengarenk rüyasına nail oldum
Evvelkilerden sordum soruşturdum
Üç günlük viranda Mihmanım Mihman

Aşık Mevlevi - Larende

Nice erler konup göçtü bu handan
Erenlerin diyarıdır Larende
Ben Yunus'u başka yerde aramam
Yarenlerin diyarıdır Larende

Ahi Evran Hacı Bektaş Veli'ye
Medhi Baba Tabtuk Emre indinde
Kim olursan ol gel üstad nezninde
Evliyalar diyarıdır Larende

Aşranlılar kenzilerin yanında
Piri Reis Sallur Bey sancağında
Mehmet beyim lisan aşina onda
Sormaya ne hacet iki cihanda
Embiyalar diyarıdır Larende

Aşık Mevlevi - Karamanoğlu Mehmet Bey

Şanlı Türk ulusuna temsili lisan
Hoşgörülü sadık dost o gönlü rüşan
Anıtı var üstünde fermanı destan
Ey şanlı Türk Karaman oğlu Mehmet bey

Bundan geru divan dergahda her yerde
Hükmü fermanımız iyice biline
Şu bizim Türkçe latin alfabesinde
Ey şanlı Türk Karaman oğlu Mehmet bey

Sanmayın siz dostlar sadıkları ölü
Mehmet bey ulusumun goncası gülü
Mevlevi der ki şad olsun ruhu gönlü
Ey şanlı Türk Karaman oğlu Mehmet bey

Aşık Mevlevi - Karaman’da Larende’de

Karaman'da varlık dolu
Nurlanmıştır güzel yolu
Aşıklar Yunus�un oğlu
Karaman'da Larende'de

Karaman'da sağlık düzen
Görsün aşıkların gezen
İlim yollarında özen
Karaman'da Larende'de

Karaman'da çok erenler
Mevlanayla hay dönerler
Kültür sanatı severler
Karaman'da Larende'de

Karaman�ın çok güzeli
Sazları okur gazeli
Sadıklar gelmiş ezeli
Karaman'da Larende'de

Karaman'da Yunus hocam
Mehmet beyim lisan amcam
Mevlevi der gülüm goncam
Karaman'da Larende'de

Aşık Mevlevi hep ağlar
Yunusun yolunda çağlar
Ne güzeldir bahçe bağlar
Karaman'da Larende'de

Aşık Mevlevi - İnandığım Fikir

İnandığım fikir babalar yeter
Giydiğimiz hırka soykalar yeter
Yaptığımız zikir dualar yeter
Medhi gibi nice pirlerimiz var
Mevleviler erlerimiz var bizim

İnandığım ihvan dostlarım yeter
Çektiğim bunca gam yaslarım yeter
Oturduğum han postlarım yeter
Tabtuk gibi nice pirlerimiz var
Yunus Emre erlerimiz var bizim

İnandık ezeli ebed olmuya
Ahd ettik biz sadıkları bulmuya
Ne luzum var ince ince sormaya
Hacı Bektaş Veli pirlerimiz var
Balım sultan güllerimiz var bizim

İnandık ikrarım imanım tamam
Hakikatler durur ortada beyan
Himmetimiz ikrar yüce mevladan
Tirmizi gibi dost pirlerimiz var
Ahi evran erlerimiz var bizim

Hakka niyaz hallerimiz yeter
Miski amberli güllerimiz tüter
İllallah diyen dillerimiz yeter
Mevlana gibi dost pirlerimiz var
Valed gibi erlerimiz var bizim

İnandık verildi katli kararım
Sevenlerim yanmasın ben yanarım
İkrar imanadır dost didarım
Ali Haydar gibi pirlerimiz var
Ömer faruk erlerimiz var bizim

Katıldığım kervan seyranlar yeter
Yaptığımız Sema-i devranlar yeter
Okuduğum ilmi Kur'an lar yeter
Kur'an gibi önder rehberimiz var
Ayet ayet güllerimiz var bizim

Aşık Mevlevi - Hu Diyelim

Aşıklar maşukuna yanar tüter bir zaman
İkrarlı dost dostuna yeter artar her zaman
Arifler ceminde ihvanlar semalı devran
Hu diye diye
Hu Rahmanım
Hu Kahharım Hu

Kamiller varır hakikat şehrine kara
Metaı meyadanda hüner dizer sıraya
İhlas ile sıtkı püryan eyleyip sağ yara
Hu diye diye
Hu Rahmanım
Hu Kahharım Hu

Yemen ellerinden gelir o yarin kokusu
Ali Haydar sır evliyaların baş mebusu
Eniş olurmuş bunca müşküllerin yokuşu
Hu diye diye
Hu Rahmanım
Hu Kahharım Hu

Aşık Mevlevi - Hoşgeldiniz

Mehmet Beyin diyarına ihvanlar
Cümle konuklarım siz hoşgeldiniz
Şükür cem olmuş ozanlar aşıklar
Fevzi Halıcı Hocam siz hoşgeldiniz

Yunuslar şehrine dernek açıldı
Metaı olanlar bir bir seçildi
Kültüre sanata hüner saçıldı
Kaymakamım Beyim siz hoşgeldiniz

İlim iffetli dostlar birlik oldu
Acabalar kalktı silinip yolundu
Yunusların aşk yolunda duruldu
Başkanım Reis Beyim hoşgeldiniz

Er olanlar çıksın hodri meydane
Durmayalım öyle miskin divane
Aşık olanlar vursun sazın teline
Misafirler cümleten hoşgeldiniz

Aşık Mevlevi�m çok söyledin yeter
O dostun sevdası serrinde tüter
Daha bu handan niceleri geçer
Kahvemize sefalar getirdiniz

Aşık Mevlevi - Hani Eskiler Nerdeler

Eskiden vardı şalvarlı donlar
Hani eskiler şimdi nerdeler
Almış başın gidiyor modalar
Hani eskiler şimdi nerdeler

Aşıklar vardı ledunlar satan
Emrahlar Yunus Karacaoğlan
Dergahlar vardı himmet dağıtan
Hani eskiler şimdi nerdeler

Hoşgörü vardı hani eskiden
Hayız alırdık her dem sevmekten
Dernekler türedi siyasetlerden
Hani eskiler şimdi nerdeler

Büyüğe saygı küçüğe sevgi
Değişiyor gün be gün soldu rengi
Devirmi döndü devranmı şimdi
Hani eskiler şimdi nerdeler

Mevlevi şaşar şaşar bu işe
İmamlık olur mu elde şişe
Bulamadım gönlümce bir neşe
Hani eskiler şimdi nerdeler

Aşık Mevlevi - Haberin Var Mı Hey Gönül

İlimlerden ayetlerden
Sünnetlerden davetlerden
Elvan çeşit nimetlerden
Haberin var mı hey gönül

İrfanlardan ikvanlardan
Hadislerden Kur'an'lardan
Geçip giden devranlardan
Haberin var mı hey gönül

İlimlerin aynasından
Mevlana'nın Konya'sından
Sadıkların dünyasından
Haberin var mı hey gönül

Ariflerin dost özünden
Ali Haydar'ın sözünden
Aşıkların mim izinden
Haberin var mı hey gönül

Aşıkların erkanından
Dervişlerin makamından
Sadıkların dükkanından
Haberin var mı hey gönül

Kültür sanat sevgisinden
İlmin metaı sergisinden
Edebiyatın dergisinden
Haberin var mı hey gönül

Aşık Mevlevi - Gönlümün Elinden Sana Sığındım

Gönül aşk elinden olalı turap
İçmişim badeler sakiler şarap
Sen yardım eyle düşküne ey Yarap
Gönlümün elinden sana sığındım

Gönül aşk elinden deli divane
Odlara yandı özüm pür pervane
Seyyah oldum mihmaneyim cihane
Gönlümün elinden sana sığındım

Gönül aşk elinden kendin neyledi
Aşk bağında bülbül olup inledi
Bazen Tabtuk bazen Yunus söyledi
Gönlümün elinden sana sığındım

Gönül aşk elinden Medhi ye vardı
El eteğin tutup ilhamın aldı
Erenler ceminde aşk bahtiyardı
Gönlümün elinden sana sığındım

Aşık Mevlevi - Fakirin Malulesi

Çiftçiler sürer sabanı
Avcılar kurar kapanı
Cambazlar düzer yalanı
Kurbağa yutar yılanı

Çobanlar gider sürüye
Güzeller girer sıraya
Irmaklar çağlar dereye
Yöreler bağlı töreye

Şöferler vasıta sürer
Nalbantlar demirin döver
Hükala kendini över
Cahalsa alime söver

Şairler ledunni yazar
Aşıklar coşturur sazlar
Terziler kumaşı bezler
Deliler divane gezer

Memur dairede durur
İmamlar ezanı okur
Kasabın işi bıçak satır
Fakirin malülesi bir
Merkep yükü iki katır

Aşık Mevlevi - Efendim

Nasibim kesildimi yok bilemem
Şükreder ağlarımda hiç gülemem
Cihanda dost ararımda bulamam
Yapayalnızım nedeni yok efendim

Kimselere sır verip dert yanamam
Rızasız bahçenin gülün alamam
İşsiz güçsüz gayri burda duramam
Nasibim mi kesildi yok efendim

Hal beyan etmeye söylerim destan
Ham tarlaya ekmeyin tahıl bostan
Erenler ceminde gör mesti mestan
Gönül huzur ister yok yok efendim

Hay döne döne zikirler yolunda
İrşad eyledi Şah üstad Mevlana
Hoşörülü Sadıkların yanında
Mekan mı makam mı yok yok efendim

Mevlevi İkrar İmana varım
Cahal pazarında olmadı hiç karım
Sürüne yürüye Mevlaya varın
Sübhandan başka dost yok yok efendim

Aşk Yunusu alır yere kondurmaz
İkrarsız aşk yavan,gönül kandırmaz
Himmet olmayınca umman dalınmaz
Ariflerde meded nürvet çok çok efendim

Aşık Mevlevi - Doyum Olmaz Himmetine

Ovaları dağları aşıp geçerken
Uzak yakın konaklayıp göçerken
Kevser ırmağından şerbet içerken
Doyum olmaz nimetine Allahım

Aşkın ile tutuşup yanar iken
Badeler içip nara kanar iken
Vücudu şehrim sana çınlar iken
Doyum olmaz hiç sevgine Allahım

İki gözüm iki çeşme ağlarım
Deli çaylar gibi coşar çağlarım
Divanına secde eder bel bağlarım
Doyum olmaz hiç aşkına Allahım

Koklar iken aşkın gonca gülünden
Yüzer iken derya umman gölünden
Mevlevi korkmaz asla ölümden
Doyum olmaz hikmetine Allahım

Nail olsam cemaline nuruna
Kanılmazki eşsiz yüce varına
Komşular eyle sadıklar yanına
Doyum olmaz himmetine Allahım

Aşık Mevlevi - Dostlar Bizi Hatırlasın

Unutmuşlar hep dostlarım
Gün be gün arttı yaslarım
Çalmaz sazım paslandım
Dostlar bizi hatırlasın

Ozanlar söyler susmazlar
Beni arayıp sormazlar
İşe yararım bilmezler
Dostlar bizi hatırlasın

Vefalı bir yar görmedim
Yanar aşkım hiç sönmedim
Asla yönümden dönmedim
Dostlar bizi hatırlasın

Selam olsun saz tutana
Aşkın hapını yutana
Nur ile göz kapatana
Dostlar bizi hatırlasın

Zeynelim Yetimim Alim
Filizlensin dursun dalim
Ayrı koydu yokluk zalim
Dostlar bizi hatırlasın

Mevlevi durur devranda
Çalışır durmaz harmanda
Hatırlar toplum zamanla
Dostlar bizi hatırlasın

Duacıyım her gün size
Yer ayırın dostlar bize
Ayrılık benzer köze
Dostlar bizi hatırlasın

Ölmedim daha diriyim
Bir güzelin dost piriyim
Bir garip Aşık Nuriyim
Dostlar bizi hatırlasın

Aşık Mevlevi - Aşuk Maşuk

Bazı Aşıklar var çıkmışlar pazara
Metaı yoktur gezer durur avara
Yanaşmıyor ne çeşme ne de pınara
Ben ona Aşuk Maşuk diyemem Beyim

Ramazan davulu gibi boş ötüyor
Ne ateşi var ne dumanı tütüyor
O kuyruklu yıldız doğmadan batıyor
Ben ona Aşuk Maşuk diyemem Beyim

Sanat der:derde saltanatı öldürür
Gönüllerde aşkın narını söndürür
Dostu ağlatırda düşmanı güldürür
Ben ona Aşuk Maşuk diyemem Beyim

Hepsininde sazları vardır elinde
Lakin tını yoktur hiç sırma telinde
Neyleyim kargayı ben aşkın gülünde
Ben ona Aşuk Maşuk diyemem Beyim

Mevlevim er olanlar meydana varır
Kamil kişi dost ağırbaşlıdır ağır
Aşık olanlar edeb erkanın tanır
Yoksa ona Aşuk Maşuk diyemem Beyim

Aşık Mevlevi - Aşıklarız

Aşıklarız toplanırız günlerde
Ötüşürüz gonca,gonca güllerde
Dolaşırız nice,nice gönüllerde
Gelin sazımız var niyaz içinde

Aşıklarız kültür sanat yaparız
Çok pazarda metaı alır satarız
Yılmayız mevla emrini tutarız
Gelin sözümüz var niyaz içinde

Aşıklarız hep dostları överiz
Yermeyiz cümle canları severiz
Alana nice ozanlar hüneriz
Gelin nazımız var niyaz içinde

Aşıklarız birliktelik yolunda
Fikirlerimiz sadıkların yanında
Bizler kültür sanat asri çağında
Gelin sazımız var düvaz içinde

Aşık Mevlevi kültürünü över
Arifler cemine varanı sever
Birlik olsa canlar canana döner
Gelin mazimiz var ihlas içinde

Aşık Meçhuli - Yalnızım Dağ Başında

Etrafımda insanlar çok
Yalnızım dağ başında
Dertlerimi bilenim yok
Yalnızım dağ başında

Yüce dağlar aşman oldu
Hep sevenler pişman oldu
Eski dostlar düşman oldu
Yalnızım dağ başında

Gece gündüz hayalimde
O dost kaldı vebalimde
Kimseler bilmez halimde
Yalnızım dağ başında

Günbegün dert çoğalıyor
Gönlümü dosta bağlıyor
Meçhuli neden ağlıyor
Yalnızım dağ başında

Aşık Meçhuli - Güzel Dost (Bana Ettiğini)

Bana ettiğini biliyor musun
Sineme hançerin çaktın güzel dost
Beni ağlattığın yetmez mi gayri
Bu garip gönlümü yıktın güzel dost

Dertsiz iken beni verem eyledin
Derdini yarama merhem eyledin
Kendin Aslı beni Kerem eyledin
Aşkın ateşine yaktın güzel dost

Gönlümü kendine eyledin esir
Seni sevmek midir bir bana kusur
Zülfünün teline asılan Mansur
İnsafsızca dara çektin güzel dost

Sönmesin bu aşkım yansın dedikçe
Yana yana seni ansın dedikçe
Allahım kitabım sensin dedikçe
Çıkıp yücelere baktın güzel dost

Bu kadar insafsız olur mu insan
Ettiğin Hüseyn'e etmedi Mervan
Hali hazır kendim hayatta iken
İsmime Meçhuli taktın güzel dost

Aşık Meçhuli - Dert Yağmuru Dert Yağmuru

Genç yaşta yağdı başıma
Dert yağmuru dert yağmuru
Kara bulut güneşime
Dert yağmuru dert yağmuru

Geceye kattı gündüzü
Yitirdim baharı yazı
Sanki okyanus denizi
Dert yağmuru dert yağmuru

Gizli yağdı bildirmedi
Meçhuli'yi güldürmedi
Boğdu suya öldürmedi
Dert yağmuru dert yağmuru

Aşık Meçhuli - Bunca Olan Emeğimi

Bunca olan emeğimi
Verdin öyle hiçe gönül
Doğru yanlış ne dediysem
Hep sayıldı suça gönül
Gönül gönül deli gönül

Gönül gönül deli gönül
Delisin divane gönül
Bu diyarda yerin yoktur
Var başka diyare gönül
Gönül gönül deli gönül

Bu ne derttir bu ne maraz
Çekilmiyor ettiğin naz
Her gün ucun ucun biraz
Yedin içten içe gönül
Gönül gönül deli gönül

Meçhuli'yem bak halime
Sevdim ne geçti elime
Hele sorun bir kamile
Senin kilon kaça gönül
Gönül gönül deli gönül